Baykal: AKP ulusal bütünlüğün içine mayın kalıbı yerleştiriyor...

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, AKP’nin yeni anayasa hazırlıklarını çok sert ifadelerle eleştiriyor. Uygulanan yönteme karşı çıkıyor, getirilmek istenen bazı hükümlerin vahim sonuçlar doğurabileceğini söylüyor.

Baykal’ın en önemli itirazı da eğitim ve dil konusuyla ilgili. Bu noktada AKP’yi “Türkiye’nin ulusal bütünlüğünün içine mayın kalıbı yerleştirmek”le suçluyor CHP lideri.

Kamuoyuna yansıyan taslak metinler ve bölük pörçük bilgiler üzerine genel bir değerlendirme yapmak istemediğini söyleyen Baykal, “Sorumluluğunu üstlendikleri bir metni Meclis’e getirsinler genel değerlendirmemizi onun üstünde yaparız” diyor.

Dün telefonla konuştuğumuz CHP Genel Başkanı Baykal’ın anayasa tartışması ile ilgili sorularımıza verdiği yanıtlar özetle şöyle:

- AKP’nin bu konuda izlediği yöntem eleştiriliyor...

Konunun ele alınışı, götürülüş tarzı çok vahimdir. Yani, ‘varolan anayasayı iptal ettik şimdi bir yenisini yapıyoruz’ anlayışı içindeler. Bu meseleyi AKP’nin bir iç işi olarak ele aldılar. Başbakan kendi seçtiği bir kişiye sipariş verdi. Sonra yine toplumun hiç bir kesiminin düşüncelerini alarak değil, kendi düşüncelerine göre bir akademik heyet oluşturdular.

- “Özgürlükçü, sivil bir anayasa” diyor AKP sözcüleri?

Bu bir ‘sivil anayasa’ çalışması falan değil, AKP’nin parti anayasası hazırlığıdır. Buna hiç kuşku yok, öyle olacak...

- Neden? Bir siyasi parti de çok iyi bir anayasa hazırlayamaz mı?

Anayasa dediğin, toplumdaki değişik dünya görüşlerinin ortak kesişme noktasını yakalamasıdır. İyi bir anayasa, toplumun her kesiminin katkısıyla ortaklaşa yapılır. AKP’nin uyguladığı yönteme baktığın zaman, bunlar tamamen kendi iç işleri olarak gördüler bu meseleyi ve hiçbir şeyi paylaşmadılar.

Düşünün, AB büyükelçilerine anayasa konusunda yarın bilgi verecek hükümet. Ama daha Türkiye’de ana muhalefet partisine bilgi verilmiş değil. Yani biz Avrupalı büyükelçilerden mi öğreneceğiz ne olup bittiğini?

Bugün iktidar olan yarın muhalefet olur. Yapılacak olan anayasa bir parti anayasası, iktidarın siyasi programı gibi düşünülemez, düşünülmemelidir.

Şu ana kadarki tablo bu projenin bir AKP anayasası olduğunu ortaya koymuştur. Bu taslağın pek çok noktası konusunda da büyük bir tedirginlik var toplumda.

- En çok hangi noktalarda tedirginlik var?

Pek çok noktada var. Bunlarla ilgili kaygılarımızı açıkladık da ama bence yeterince üstünde durulmayan ve çok vahim sonuçlar doğurabilecek bir nokta; dil ve eğitimle ilgili düzenlemedir.

Eğitim dili ile ilgili düzenleme yetkisi, yasaya yani Meclis’e bırakılıyor. Mevcut Anayasa’da eğitim dilinin Türkçe olması güvence altına alınıyordu. AKP’nin taslağına göre, etnik gruplar kendi dillerinde eğitim yapma olanağını elde edebilecekler. Bu durum Türkiye’yi kısa bir süre sonra çok ciddi bir dağılma sürecine götürür. Türkiye’yi Sevr düzenine doğru çeker bu. Düşünün Türkiye’de tarih, coğrafya ve sosyal bilimler dersini Türkçe olarak değil kendi ana dilinde alan kuşaklar yetişecek. Bunu kabul ettikleri anlaşılıyor. Böyle etnik dillerde eğitim görmüş iki kuşak yetiştir, ondan sonra Türkiye’de tek milletten bahsedemezsiniz. Bu, Türkiye’nin ulusal bütünlüğünün içine yerleştirilmiş bir mayın kalıbıdır.

Baykal’ın söyledikleri özetle böyle. AKP şimdilik muhalefetin itirazlarına pek aldırmıyor. “Nasıl olsa halk oyuna sunulacak, yeni anayasayı halk onaylayacak” diye düşünüyor AKP kurmayları. Muhalefet partilerinin karşı çıktıkları taslağı Meclis AKP’nin oyları ile kabul eder ve halk oylamasında da yüzde 50’yi aşan bir sonuçla kabul görürse bütün eleştiriler, itirazlar havada kalır mı?

Hayır. Unutmamak gerekiyor ki, 12 Eylül 1980 sonrasında darbecilerin yaptığı 1982 Anayasası da halk oylamasında yüzde 91,3’lük bir evet oyu almıştı. Tartışması hiç bitmedi ve hâlâ da devam ediyor...

DİĞER YENİ YAZILAR