Başkomutan, Genelkurmay Başkanı’ndan daha sert...

Görev süresi bir ay sonra dolacak olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Harp Akademileri Komutanlığı’nda dün yaptığı veda konuşması, tahminlerin ötesinde çok sert mesajlarla, iktidara örtülü suçlamalarla yüklüydü.

Haberin Devamı

Görev süresi bir ay sonra dolacak olan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Harp Akademileri Komutanlığı’nda dün yaptığı veda konuşması, tahminlerin ötesinde çok sert mesajlarla, iktidara örtülü suçlamalarla yüklüydü.

Herkesin önceki gün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan beklediği sert açıklamalar, Akademi’de “Başkomutan” sıfatıyla veda konuşması yapan Cumhurbaşkanı Sezer’den geldi.

Gündemdeki siyasal tartışmalar, cumhurbaşkanlığı seçimi, Tayyip Erdoğan’ın aday olup olmayacağı ve bu tartışmaların yarattığı gerginlikler de dikkate alındığında Sezer’in sözleri adeta AKP iktidarına yönelik “muhtıra” niteliğindeydi.

“Türkiye’de siyasal rejim, Cumhuriyet kurulduğundan beri, hiçbir dönemde günümüzde olduğu kadar tehlikeyle karşı karşıya kalmamıştır. Laik Cumhuriyet’in temel değerleri ilk kez açıkça tartışma konusu yapılmaktadır” diyor Sezer.

Sezer’in kastettiği tehlike, irtica ve bölücük.

Bölücü terör malum.

Cumhurbaşkanı’nın irticai tehlike ile ilgili değerlendirmesi ise son derece çarpıcı. Mevcut hükümete yönelik ciddi mesajlar var bu değerlendirmede:

“...çağdışı görüntüler, dinci fetvalar ve saldırılar, kamusal alanlarda türban kullanılmamasına ilişkin tüm yüksek yargı kararlarına karşı tutumlar, görevi din adamı yetiştirmek olan okulları bitirenler ile tarikat ve cemaat mensuplarının devletin her kademesine yerleştirilmeye çalışılmaları, Türkiye’nin nereye götürülmek istendiğinin anlaşılması için yeterli olacaktır...”

Konuşmanın bu paragrafındaki hedef çok açık: Bugünkü siyasal iktidar...

Kamusal alanda türban inadını kim sürdürüyor? İmam hatip mezunlarını, cemaat ve tarikat mensuplarını devletin her kademesine kim yerleştirmeye çalışıyor? Atamalar konusundaki bütün bilgiler kendisinde olduğuna ve hükümetten gelen yüzlerce atama kararnamesini veto ettiğine göre elbette bunu çok iyi biliyor Sezer.

Sezer, gündemdeki Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarına açıkça yer vermiyor konuşmasında ancak, cumhurbaşkanında olması gereken nitelikler, görev ve yetkileri, hukukçu kimliğiyle, Anayasa maddelerinden derleyerek, uzun uzun anlatıyor. Nasıl bir cumhurbaşkanı olması gerektiği konusunda tarif veriyor.

En başta da “laik demokratik rejimden yana taraf ama partiler üstü, tüm toplumu kucaklayan bir cumhurbaşkanı” diyor. Yani o da sözde değil, özde laik cumhurbaşkanı diyor...

Yani, kendisi gibi birini tarif ediyor Cumhurbaşkanı. Tayyip Erdoğan’ın bu cumhurbaşkanı tarifine uymadığı da malum...

Ve konuşmasının bir yerinde Anayasa’nın 5. maddesine vurgu yaparak, “Devlete, Cumhuriyeti ve demokrasiyi koruma görevinin verildiğini” hatırlatıyor. Buradaki devletten kasıt da muhtemelen Türk Silahlı Kuvvetleri.

Konuşma son derece sert ve muhtıra gibi uyarılarla yüklü. Bu nedenle de dün akşam saatlerinden itibaren Ankara kulislerinde, hem önceki günkü Genelkurmay Başkanı’nın konuşmasının hem de Sezer’in dün yaptığı konuşmanın önceden paslaşılarak, koordineli biçimde hazırlanmış olduğu ve bunların Cumhurbaşkanlığı seçim süreci öncesinde yapılan son uyarılar olduğu değerlendirmesi yapılıyor.

Sezer’in dile getirdiği saptama ve değerlendirmeler, bugünden itibaren Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına damgasını vuracak, gerilimin dozunu iyice artıracak gibi gözüküyor.

DİĞER YENİ YAZILAR