Başbakan vergi idaresinin özerkleşmesine neden karşı?

Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan IMF’nin (Uluslararası Para Fonu) “kabul edilemez” dediği üç koşulu nihayet açıkladı.

IMF “Vergi politikasını, hükümet ve parlamento olarak siz belirleyin ama uygulamacı kurum olan Gelir İdaresi Başkanlığı’nı siyasetin etki alanı dışına çıkarın, özerkleştirin” diyor. Ve bunu da yapısal reform projesi olarak programın temel performans kriterleri arasına alıyor IMF.

Ancak Başbakan Erdoğan şiddetle karşı çıkıyor, “Bunu kabul edemeyiz” diyor, ipler kopuyor. Şimdi IMF’nin bu koşulu değiştirmesi bekleniyor. Değiştirirse ne âlâ, değiştirmezse Erdoğan kendi kriterleriyle ekonomiyi yönetmeye devam edecek.

Peki bu koşula neden bu kadar şiddetli itiraz geliyor Erdoğan’dan? Gelir İdaresi’nin özerkleştirilmesinde ne sakınca var? “Merkez Bankası’nın özerkliğini biz teminat altına aldık” diye övünen iktidar, vergi idaresinin özerkleşmesine neden karşı çıkıyor?

Akla gelen ihtimal şu: Başbakan Erdoğan iş dünyasına karşı elinde olan bu çok etkili ve tehlikeli silahtan vazgeçmek istemiyor.

Doğan Yayın Holding’e yönelik ağır vergi incelemelerinin, kesilen 826 milyon TL’lik cezanın kendisiyle ilgisi olmadığını, kendisinin bu yönde bir talimat vermediğini söylemesine bakmayın. Erdoğan bu işlerle çok ilgili. Ve bu ilgisini, yetkisini kaybetmek bir yana zayıflatacak en ufak bir düzenlemeyi düşünmek dahi istemiyor.

Eğer IMF’nin önerisi kabul edilirse, halen Maliye Bakanlığı’na bağlı olan Gelir İdaresi Başkanlığı tıpkı Merkez Bankası veya BDDK gibi özerk kurum statüsüyle yeniden örgütlenecek.

Bu durumda siyasi otorite vergi oranlarını belirleyecek, vergi ile ilgili diğer mevzuat düzenlemelerini yapacak. Ancak uygulamaya karışmayacak. Hangi ilde kaç vergi dairesi açılacağına, hangi vergi dairesine kimin tayin edileceği konusu ile de hükümet ilgilenmeyecek.

Tabii en önemli nokta vergi inceleme ve denetimleri. Bu konu da hükümetin ilgi alanı dışına çıkacak. Bugün bankaların denetimi konusunda BDDK’nın işine karışmadığı gibi vergi denetimlerinin usul ve esaslarını da Gelir İdaresi hükümetten bağımsız olarak belirleyecek. Yaygın ve kapsamlı vergi denetimlerinin ne zaman ve nerelerde yapılacağı, hangi kuruluşların niçin ve nasıl denetleneceği de siyasi iktidarın bilgisi ve yetkisi dışında olacak. İşte Başbakan’ın asıl kabul edilemez gördüğü nokta bu. Vergi incelemelerinin bilgisi ve ilgisi dışında yapılmasını istemiyor.

Öyle ya vergi müfettişleri bugün olduğu gibi Başbakan’ın kızdığı, darbe vurmak istediği kuruluşlara gitmez de yandaş kuruluşlara gidip kamp kurarlarsa yakın çevrenin canını yakmaya başlarlarsa ne olacak?

Böyle olacağı zayıf bir ihtimal dahi olsa belli ki işi şansa bırakmak istemiyor Erdoğan.

Yoksa bu öneriye neden karşı çıkılsın? ABD başta olmak üzere pek çok gelişmiş ekonomide vergi idaresi hükümetin bire bir kontrolünde değil, yıllardır özerk kurum statüsünde faaliyet gösteriyor.

Ama öyle anlaşılıyor ki Başbakan Erdoğan, vergi incelemesi silahının çok etkili olduğunu biliyor ve gerektiğinde kullanmak için her zaman elinin altında bulunmasını istiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR