Başbakan “cambaza bakın” mı demek istiyor?

Haberin Devamı

Küresel ekonomik krizin dünyayı kasıp kavurduğu günlerde, Erdoğan hükümeti gayet rahat, güvenli adımlarla seçime hazırlanıyordu.

“Kriz geliyor, tedbir alın” diye uyaranlara da fena halde kızıyordu Başbakan.

Başbakan o günlerde krize karşı tedbir almadığı gibi IMF ile anlaşma önerilerini de (muhtemelen anlaşma yapılırsa IMF Türkiye’nin yüksek oranlı büyüme hızının önüne takoz olur kaygısı ile) “ümüğümüzü sıktırmam” diye meydan okuyordu.

Çünkü Başbakan Tayyip Erdoğan, kendi özdeyişiyle küresel krizin Türkiye’den “teğet” geçeceğine inanıyordu.

Evet, ekonomik krizin ortalığı yakıp kavurduğu günlerde “bize bir şey olmaz, hamdolsun iyiyiz, kriz bizi teğet geçecek” diye yola devam eden Başbakan Erdoğan, krizin bütün ağırlığı ile Türkiye’nin üstüne çöktüğü bugünkü ortamda ne yapıyor?

Başbakan’ın bugünkü görünür gündemine bakıldığında ekonomik krizin tahribatı ilk sıralarda değil.

Başbakan’ın ve iktidar partisinin bugün için birinci gündemi ekonomik kriz, işsizlik, üretimsizlik, yatırımsızlık değil.

İktidara göre, Türkiye’yi bugün birinci derecede tehdit eden yakın tehlike ekonomiden gelmiyor. Son günlerdeki konuşmalara, demeçlere ve eylemlere bakıldığında asıl tehdit askerden geliyor. Türkiye’nin gündemini işgal eden tartışma ve gerilim ortamına, iktidar çevrelerinden pompalanan havaya bakılırsa Türkiye bugün çok ciddi bir darbe tehdidi ile karşı karşıya.

Zaten o nedenle günlerden beri asker-hükümet ilişkilerinde ciddi bir gerilim yaşanıyor.

O nedenle dün yapılan Milli Güvenlik Kurulu’nun gündemine çok kritik bir madde eklendi: Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un geçen hafta söylediği, “Medya üzerinden yürütülen örgütlü, asimetrik psikolojik savaş”...

Genelkurmay Başkanı, “Türk Silahlı Kuvvetleri, rejime, demokrasiye ve hukuka bağlıdır, aykırı davranış ve düşünce içinde bulunanları barındırmayız” diye teminat veriyor. Buna kamuoyunun, bütün Türkiye’nin inanmasını istiyor.

Kamuoyunun önemli bir bölümü ikna oluyor fakat Başbakan ve iktidar partisi ikna olmuyor, inanmıyor, güvenmiyor. Darbe tehdidini canlı tutuyor.

Neden?

Bugün acaba AKP ve Başbakan Erdoğan Türkiye’nin ciddi bir darbe tehlikesi ile karşı karşıya olduğuna samimi olarak inanıyor mu?

Eğer inanıyorsa, kamuoyunun, bizlerin hiç bilmediği, ortalıkta hiçbir belirtisi olmayan çok ciddi bazı istihbari bilgilere ve delillere sahip demektir. Ve eğer sahipse muhtemelen dünkü toplantıda gündeme getirip, Genelkurmay Başkanı’nı, “Senin haberin yok ama TSK darbe yapma hazırlığında” diye ikna etmiş olabilir mi?

Bir başka ihtimal daha var. Ki çok akla yakın görünüyor.

Başbakan bu meseleyi, darbe tartışmalarını siyaset malzemesi olarak kullanıyor. Bir yandan bu yolla, demokrasiye bağlılığı, verdiği demokrasi mücadelesi ile seçmen ve halk nezdindeki itibarını yükseltiyor, diğer yandan da muhalefeti köşeye sıkıştırıyor .

Eğer öyleyse Başbakan bu konuyu siyaset malzemesi yapıyor. Teğet geçecek sandığı ekonomik krizin ülkede yarattığı tahribatın üstünü bu tartışmalarla örtmeye çalışıyor.

Yani bir anlamda “cambaza bakın” taktiği uyguluyor.

Ama eğer öyleyse bu taktik çok tehlikeli, Başbakan Erdoğan’ın da hiç arzu etmediği sonuçlar doğurabilir. Ülkeye ekonomik krizden bile daha ağır hasar verebilecek riskler içeriyor bu taktik.


DİĞER YENİ YAZILAR