TSK dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Çok sert kış koşullarında, derinliği yer yer bir-bir buçuk metreyi bulan karda ve tipi altında sınır ötesinde kapsamlı bir kara harekatı yapıldı.
Gayri nizami harp usullerini kullanan terör örgütü en önemli kampında kuşatıldı ve 300’e yakın terörist etkisiz hale getirildi. Kamp tesisleri tümüyle imha edildi. Ne yazık ki 24 de şehit verildi bu operasyonda. Ki aslında bu tür gayri nizami harp usulleri ile eylem yapan terör gruplarına karşı dünyada genel kabul gören oran 1’e 17 düzenli ordunun aleyhinde. TSK’nın operasyonunda ise tam tersi oldu. Terör örgütüne çok ağır darbe vuruldu.
Bunun dünyada örneği yok. Hiçbir ordu bu tür iklim ve arazi koşullarında benzer operasyon yapmadı. Biraz benzeyen tek örnek, Sovyetler Birliği döneminde 1980’lerin başında Kızıl Ordu’nun Afganistan macerası. Onun da sonucu askeri ve siyasi açıdan tam bir fiyasko.
TSK’nın son operasyonu ise tam anlamıyla parlak bir başarı örneği. Fakat ne yazık ki son günlerde Türkiye’de esen hava, yürütülen anlamsız tartışma ortamı bu başarıyı gölgeliyor.
Kuzey Irak’taki askeri birliklerin üslerine döndüğü cuma gününden beri “Neden dönüldüğü” tartışılıyor. Hükümet ABD baskısına boyun eğdi ve TSK’ya direktif vererek “ABD ‘çıkın’ diyor, operasyonu durdurup geri dönün” mü dedi? Türkiye ABD baskısına boyun mu eğdi?
İlk günden beri Başbakan “Hayır böyle bir şey olmadı. TSK görevini tamamladı onun için döndü” diyor, Cumhurbaşkanı bunu söylüyor.
Ama muhalefeti ikna etmeye yetmiyor bunlar. Kamuoyunun bir bölümünü de...
Genelkurmay açıklama yapıyor, “görev tamamlandı onun için döndük” diyor ama bazılarınca inandırıcı bulunmuyor.
Çünkü ABD Savunma Bakanı ve Başkan Bush’un “Bir an önce çıkın” mesajlarının kafalarda yarattığı kuşku bir türlü gitmiyor.
Son olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt önceki gün “ABD istedi dönüldü” iddialarına çok sert yanıt veriyor: “Bu kanıtlanırsa üniformayı çıkarırım ...”
Bu arada harekatın kısa kesilmiş olmasını eleştiren, işin yarım bırakıldığını ima eden muhalefet partilerine de sert yanıtları oluyor Büyükanıt’ın.
Ve dün hem CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hem de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu yanıta aynı sertlikte yanıtlar veriyor.
Tartışma giderek tatsız bir hal almaya başlıyor. Böylesi önemli bir sınır ötesi operasyonun ardından ilk kez Genelkurmay Başkanı ile siyasi parti başkanları polemiğe giriyorlar. Bu hoş bir tablo değil.
Bu arada “ABD izin verdi girildi, ‘çıkın’ dedi çıkıldı” iddiasına gelince...
ABD’nin operasyon için yeşil ışık yaktığı geçen Kasım ayından beri zaten biliniyor. Ama “çıkın” deyince çıkıldığı iddiasının doğru olmadığını biliyorum.
Operasyonun başladığı gün öğrendiğim ama cesaret edip yazamadığım bir bilgi vardı. Hem hükümet çevreleri ile hem askerle hem de ABD’lilerle ilişkileri iyi olan bir kaynak daha ilk gün aynen şunları söylemişti:
“Bu öyle beklediğiniz büyük kara harekatı değil. Sınırlı bir operasyon ve en fazla bir hafta sürecek...”
“Tahmin mi bilgi mi?” diye sorduğumda da “kesin bilgi” demişti.
Bu duyumu gazete üst yöneticilerine aktarmış ama cesaret edip yazamamıştım. Yazsaydım da muhtemelen Genelkurmay’dan sert bir yalanlama gelirdi.
Şimdi anlaşılıyor ki yazmaya cesaret edemediğim bu bilgi çok sağlammış...
ABD Savunma Bakanı ve Başkan Bush’un çekilmeden bir gün önceki “çıkın” çağrıları da muhtemelen Iraklı Kürt liderlerin gönlünü hoş tutma çabasından ibaretti.
Bu çaba belki Kürt liderlerin gönlünü hoş etti ama Ankara’da neden olduğu sert polemik gönül kırmaya devam ediyor.
Başarıyı gölgeleyen polemik...
Haberin Devamı