Ankara’da yüksek tansiyon...

Haberin Devamı

Bölücü terör örgütünün sınır bölgesinde saldırılarını yoğunlaştırması ve şehit sayısının artmasının toplumda yarattığı infial, hükümeti çok zor bir tercihe zorluyor.

Gerek toplumsal tepkiler gerekse de muhalefetin sıkıştırması, geçen hafta Meclis’te kabul edilen tezkere doğrultusunda bir an önce Kuzey Irak’a yönelik askeri harekata geçilmesi yönünde hükümet üzerinde müthiş bir baskı oluşturuyor.

Bu üzüntülü ve sinir bozucu atmosfer içinde iki günden beri Ankara’da yoğun bir toplantı ve görüşme trafiği yaşanıyor. Devletin zirve noktalarında çok önemli kararlar alınıyor, gerek siyasi ve diplomatik alanda, gerekse de askeri alanda atılacak son adımların planlamaları yapılıyor. Alternatifli fayda maliyet analizleri masaya konuyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle yapılması gerekenler, atılması gereken adımlar konusunda devletin zirvesinde tam bir mutabakat var: Soğukkanlı ve kararlı hareket edilecek...

“Gerektiğinde” Meclis’ten çıkarılan tezkerenin gereği yerine getirilecek. Yani Irak ve ABD’nin Kuzey Irak’taki PKK varlığının tasfiyesi konusunda bir an önce somut işbirliğine yanaşmaması halinde Türkiye, son seçenek olan tek başına sınır ötesi askeri harekat için düğmeye basacak.

Ancak sınır ötesi askeri harekat, Türkiye açısından diplomatik, siyasi ve askeri koşulların en uygun olduğu bir zaman ve zeminde yapılacak. Muhtemelen hiç beklenmedik bir anda, şok bir baskın şeklinde Irak’ın kuzeyindeki PKK yuvalarını vuracak Türk Silahlı Kuvvetleri.

Fakat bu aşamaya kadar diplomasi alanında bir dizi mekanizmanın işletilmesi öngörülüyor. Bunların en önemlisi de kuşkusuz Başbakan Erdoğan’ın 5 Kasım günü Washington’da ABD Başkanı Bush ile yapacağı kritik görüşme. Muhtemelen bu görüşme, Türkiye’nin diplomasi alanında yapacağı son hamle olacak. Bu görüşmeden de sonuç alınamaz ise harekat için geri sayım başlayacak.

Hükümetin kabaca böyle bir eylem planı var. Ama öte yandan son birkaç günkü gelişmeler adeta bu planı bozmaya yönelik.

Önceki gün Dağlıca’daki birliğe düzenlenen terörist saldırı. Bu saldırıda 12 askerin şehit edilmesi, 8 askerimizin de akıbetinin belirsiz oluşu (Ki muhtemelen PKK’nın elinde rehin)...

Ve bu arada Türkiye’nin terörle mücadelede işbirliği beklediği Irak’ın Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin ve Kuzey Irak’ın kontrolünü elinde bulunduran Kürt lider Barzani’nin küstahlıkları, Türkiye’ye yönelik hasmane ve tehditkar açıklamaları Ankara’da tansiyonun iyice yükselmesine neden oluyor.

Gerek PKK saldırılarının aniden yoğunluk kazanması gerekse de Kürt liderlerin bu açıklamaları adeta Türkiye’yi bir an önce harekete geçmeye zorlamaya dönük. Sanki birileri sınır ötesi harekatın Türkiye’nin belirleyeceği zaman ve şartlarda değil de bir an önce yapılmasını zorlamaya çalışıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR