Türkiye, İsrail ile tarihinin en ağır krizini yaşıyor. Öyle ki bu kriz ülkenin, siyasetin rutin krizlerini bile şimdilik ikinci plana indirmiş durumda.
O nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın geçen cuma günü yaptığı sert açıklama arada kaynayıp gitti.
O nedenle Başbakan Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki polemik dahi İsrail’le yaşanan krizi eksenine kaydı.
Ancak ülke gündemindeki iç siyasete ilişkin sorunlu konular da geri plana düşmüş olsa da yürüyor.
Bunların başında, büyük tartışmalarla, büyük siyasi kavga ve çekişmelerle Meclis’ten geçen ve referandum sürecinde bulunan anayasa değişikliğinin akıbeti geliyor.
Anayasa değişikliğinin akıbeti bakımından Anayasa Mahkemesi’nin bugün yapacağı toplantı kritik önem taşıyor. CHP’nin yaptığı iptal başvurusu konusunda Anayasa Mahkemesi bugün nasıl bir karar verecek?
Raportörün önerdiği gibi, usul yönünden iptali gerektirecek bir durum sözkonusu olmadığı gerekçesi ile başvuru reddedilecek mi? Yoksa dava kabul edilip inceleme sürecine mi geçilecek ?
Bu noktada soru çok...
Çünkü yürürlükteki Anayasa gereğince Anayasa Mahkemesi anayasa değişikliklerini sadece usul yönünden inceleyebiliyor. Teorik olarak esasa giremiyor. Ancak bu yönde en son türbanla ilgili düzenlemede hayata geçen bir içtihat oluşmuş durumda. Yüksek Mahkeme dolaylı yönden de olsa belirli konularda esasa girip yerindelik denetimi yapabiliyor. Türbanla ilgili anayasa değişikliği bu şekilde iptal edilmişti.
Şimdi de CHP’nin başvurusunda iptal isteminin en önemli gerekçelerinden biri Meclis’in kabul ettiği değişikliğin, Anayasa’nın değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyecek nitelikteki 2. maddesini dolaylı biçimde etkilediği iddiasına dayalı. Acaba Anayasa Mahkemesi üyelerinin kanaati de bu yönde mi oluşacak?
Bugün alınacak karar, bu noktada da bir ipucu niteliği taşıyabilir. Dava kabul edilirse konu önce yürürlüğün durdurulup durdurulmayacağı yönünden ele alınacak. Yüksek Mahkeme, hızlı ve kesintisiz bir görüşme takvimi belirleyip yürürlüğün durdurulmasına gerek olmadığı kararı verebilir.
Bu noktadan sonraki karar kritik. Eğer Anayasa’nın değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez nitelikteki ikinci maddesinin dolaylı biçimde etkilendiği kanaati oluşursa, en az 6 üye bu kanaate varırsa referandum sürecindeki değişiklik paketinden Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili maddeler “yok hükmünde” kapsamında değerlendirilip paketten düşürülebilir.
Bu tabii ki bir ihtimal.
Ve bu ihtimal, anayasa değişikliği ve tartışmalı bazı davalar, telefon dinlemeleri gibi konular yüzünden siyasi iktidarla ipleri koparan yüksek yargıdaki genel beklenti.
Anayasa Mahkemesi elbetteki yüksek yargıdaki havaya, beklentiye göre karar vermeyecek. Davayı reddedebileceği gibi, inceleyip iptale gerek bulmayabilir. Veya iptal kararı da verebilir.
Ancak çıkacak karar hem siyaseti hem de yargıyı derinden etkileyecek, derin sarsıntılara neden olabilecek nitelikte.
Hatta bu karar ve arkasından gelecek hem siyasi hem de hukuki sonuçlar bugün gündemin ilk sırasında bulunan İsrail krizini bile geri plana düşürebilir.
Türkiye 2008’de bunun örneğini yaşadı.
Anayasa Mahkemesi’nin kritik kararı...
Haberin Devamı