Referandum süresini kısaltmayı öngören düzenleme henüz yasalaşmadı. Ancak anayasa tartışması giderek tırmanıyor.
Hem anamuhalefet CHP hem de MHP anayasa değişiklikleri üzerinde değil uzlaşma, bu meseleyi konuşmaya bile karşı çıkıyorlar.
Hatta AKP’nin ne yapmak, yani anayasada ne yönde değişiklik yapmayı tasarladığı konusuyla da ilgili değil muhalefet. Sadece tahmin üzerine görüş açıklıyorlar, karşı olduklarını ilan ediyorlar. İktidar da ne gibi düzenlemeler yapacağını resmen ilan etmiş değil. Sadece bazı zihni ekzersizler ve bir de parti içinden veya dışından yapılan tahmini açıklamalar var ortada.
AKP’li politikacılar örnek verirken “YÖK meselesi” diyorlar.
Oysa düne kadar, daha doğrusu AKP 2002 sonunda tek başına iktidar oluncaya kadar örneğin CHP’de YÖK reformu istiyordu. Hatta MHP de YÖK yasasından rahatsızdı, onlar da yeni bir anayasal düzenlemenin yararlı olacağı kanaatindeydi. Peki AKP bugün sadece bu konuyla sınırlı bir anayasa değişikliği önerse, kabul ederler mi?
Hayır...
AKP ne getirirse getirsin anayasa değişikliğini tartışmamaya kararlı olduklarını dün hem Deniz Baykal hem de Devlet Bahçeli net biçimde ilan ettiler.
Her iki liderin ortak noktası şu: Seçimden önce, yani AKP çoğunluğu ile hiçbir anayasa değişikliği yapılmamalı...
Devlet Bahçeli “Hükümetin getireceği anayasa değişiklik teklifine güven duymamız mümkün değildir” diyor.
Her iki muhalefet partisi de Erdoğan’ın deyimiyle “niyetini okuyor” AKP’nin anayasa değişikliği konusunda.
Bahçeli, anayasa değişikliği ile “cumhuriyetin ve devletin temel ilkelerini yıkmaya dönük faaliyetlere meşruiyet kazandırılmasının amaçlandığını” söylüyor ve çok sert bir de tehdit savuruyor iktidara:
“Bu yolu tercih ederlerse bedelini öderler. Bu yola tevessül edenlerin laikliğe karşı eylemlerin odağı olma suçunun yanında, milletin bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemlerin odağı haline geleceklerini hatırlatırım...”
Aslında bugün dar veya geniş kapsamlı anayasa değişikliği konusunda iktidar partisinin en ciddi handikapı, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği mahkumiyet kararı. Evet Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatmadı ama öyle bir hüküm verdi ki kapatmak kadar kötü...
“Laiklik karşıtı eylemlerin odağıdır...”
İşte Yüksek Mahkeme’nin iktidar partisi ile ilgili 1’e karşı 10 oyla verdiği kesin hüküm bu.
Dün hem Devlet Bahçeli hem de Deniz Baykal iktidar partisine yüklenirken bu hükme gönderme yaptılar.
Bahçeli, iktidarın anayasa değişikliği ile bölücülüğe zemin hazırlayacağı kaygısını dile getirirken, Deniz Baykal ise daha çok yargı bağımsızlığı üzerinde durdu. Baykal’a göre hükümet yargıyı kesin hakimiyeti altına almak istiyor. Onun için de anayasadaki son engelleri kaldırmayı hedefliyor.
“Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla anayasaya karşı eylemlerin odağı haline geldiği hükme bağlanmış bir parti anayasayı değiştiremez” diyor Deniz Baykal.
Aslında iktidar-muhalefet ilişkilerinin bu kadar gergin seyrettiği bir ortamda Anayasa Mahkemesi’nin AKP ile ilgili o hükmü olmasa da uzlaşmaya dayalı bir anayasa değişikliği mümkün değil. Buna rağmen AKP ısrarlı olur referandumu zorlar mı?
Zorlayabilir, sonuç da alabilir. Ancak acaba bu ülkenin hayrına olur mu? Demokratikleşme zeminini mi güçlendirir, toplumsal kutuplaşmayı daha tehlikeli boyutlara mı tırmandırır? İkinci şık daha ağır basıyor...
Anayasa kavgası şiddetleniyor...
Haberin Devamı