Anayasa değişikliği zor...

Haberin Devamı

AKP 2007 seçimlerinin hemen sonrasında “yeni anayasa” diye kolları sıvamıştı. Yani 1980 darbecilerinin yaptırdığı, sonraki yıllarda defalarca değişikliğe uğrayan asker damgalı mevcut anayasa çöpe atılacak, yerine daha demokrat, daha özgürlükçü sivil bir anayasa yapılacaktı.

AKP’nin bu iddialı projesi türban davasına kurban edildi. Yeni sivil anayasa için yola çıkan AKP, MHP’nin üniversitelerde türbanı serbest bırakma konusunda mini değişikliğe “hodri meydan” diyerek yeşil ışık yakması üzerine askıya aldı ve yeni sivil anayasa bir daha da askıdan indirilemedi.

40 gün önce yapılan yerel seçim kampanyasının son günlerinde AKP ve Başbakan Erdoğan’ın aklına yine anayasa değişikliği takıldı. Yine dar kapsamlı bir anayasa değişikliği projesi ortaya atıldı. Bir bölümü Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde öngörülen 7-8 maddelik bir anayasa paketi bir süredir AKP’nin hukukçu kurmaylarınca olgunlaştırılmaya çalışılıyor.

Başbakan Erdoğan’ın seçim öncesi yaptığı açıklamalara göre bu değişiklik paketinde türban serbestisi gibi hassas ve tehlikeli konular bulunmayacak. Düşünülen, Türkiye’nin 8-10 yıldan beri tartışmakta olduğu ombudsmanlık (kamu denetçiliği) kurumuna anayasal çerçeve kazandırılması, hukuk sisteminin buna göre düzenlenmesi, temel insan hakları ve özgürlükler konusunda Anayasa Mahkemesi’ne doğrudan başvuru olanağı tanınması, seçim sistemi ve en önemlisi de Anayasa Mahkemesi’nin görevleri, yapısı ve üye seçiminin yeniden düzenlenmesi ile siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin hükümler. Kritik nokta Anayasa Mahkemesi ve siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin hükümlerde yapılması öngörülen değişiklikler.

Yani AKP hakkında açılan kapatma davasında bu partinin “laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiği” konusunda 10/1 gibi net bir kesin hüküm veren Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısı değiştirilecek. Üyesi sayısı 11’den 18’e çıkarılacak ve 7 üyeyi Meclis çoğunluğu (veya üye sayısı oranında partilere verilecek kontenjan doğrultusunda) seçecek.

Anayasa’nın 68 ve 69. maddelerinde yapılacak değişikliklerle de terörle doğrudan bağı olduğu kanıtlanamayan siyasi partilerin mahkeme kararı ile kapatılmasının önüne geçilecek . AKP’nin bu dönemde öngördüğü düzenlemelerin özeti böyle.

Ancak bu düzenlemeler parlamentoda diğer siyasi partilerin de desteğini alabilmek için müzakereye ve kuşkusuz pazarlığa da açık olacak. Belki seçim döneminin eskiden olduğu gibi yeniden 5 yıla çıkarılması ve hatta cumhurbaşkanının halkoyu ile değil yine eskiden olduğu gibi Meclis tarafından seçilmesi de müzakereye açık tutulacak.

AKP’nin uzlaşma için muhalefetle pazarlığa açık olduğu anlaşılıyor ancak en azından bugün için muhalefet anayasa değişikliği konusunda AKP ile pazarlık masasına oturmaya açık gözükmüyor. Özellikle de Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve parti kapatmalarına ilişkin hükümler konusunda MHP de CHP de görüşme masasına oturmaya kapalı.

Destek için geriye DTP ve DSP kalıyor ki o partilerle de uzlaşma olası gözükmüyor. Ayrıca DTP ile uzlaşma sağlansa dahi referandumsuz anayasa değişikliği için yeterli sayı yine bulunamıyor. 29 Mart sonuçları gözönüne alındığında referandumun da AKP için kolay göze alınabilecek bir risk olmadığı ortada. Bu dönemde AKP’nin bu gibi kritik konuları içeren bir anayasa değişikliği yapabilmesi imkansız olmasa da çok çok zor gözüküyor...



DİĞER YENİ YAZILAR