Anayasa değişikliği ve yüksek yargı...

Haberin Devamı

Adalet ve Kalkınma Partisi, anayasa değişikliği atağı için koşulların olgunlaşmasını bekliyor. Eğer koşullar olgunlaşırsa uygun bir zamanlama ile bir taşla birkaç kuşu birden vurmayı planlıyor iktidar partisi.

Bugün Meclis Anayasa Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak olan referandum yasası bu planın hazırlığı.

İktidar partisi, anayasa değişikliği konusunda muhalefetle uzlaşamayacağını görüyor. Tek başına anayasa değişikliği için gerekli olan 367 oyu yok.

Fakat, riskli bir girişim olsa da 330 oyla da anayasa değişikliği mümkün. Ona yetiyor AKP’nin oyu.

Ancak 330-367 arasında bir çoğunlukla kabul edilen anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girebilmesi için referandum kaçınılmaz.

Şimdilik AKP anayasa değişikliği konusunda ortaya net bir plan koymuş değil. Sadece referandum olasılığına karşı hazırlık yapıyor. 120 gün olan referanduma hazırlık süresi 45 güne indiriliyor.

Bu değişikliğin hemen ardından anayasa değişiklik paketinin gündeme gelip gelmeyeceği, gelirse hangi maddelerde değişiklik yapılacağı şimdilik sır.

Bu konuda bugün kulislerde konuşulanlar spekülasyondan ibaret.

AKP’nin anayasa referandumundan hedeflediği sadece ihtiyaç duyduğu anayasa değişikliklerini seçimlerden önce gerçekleştirmek değil. Bundan daha da önemlisi, seçim öncesinde muhalefetle inatlaşarak gideceği referandum sandığından “evet” çıkararak muhalefete karşı psikolojik üstünlük sağlamak.

İkincisi de yargı alanında yapmayı hedeflediği bazı düzenlemelerin önünü açabilmek.

Özellikle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısından öteden beri şikayetçi hükümet. Kurul’un hemen her toplantısının sorunlu başlayıp sorunlu bitmesi, Yargıtay atamalarının gecikmesi Kurul’un hakim üyeleri ile hükümet kanadı arasındaki uzlaşmaz çelişkilerden kaynaklanıyor.

Hükümet bu uzlaşmaz çelişkiyi giderebilmenin yolunu Kurul’un yapısını tümden değiştirmekte görüyor.

Bu düzenleme hükümet açısından demokratikleşme ve yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi yönünde reform niteliğinde bir adım olacak.

Muhalefet ve yargı çevrelerinin görüşü ise tam aksi yönde. O kesim hükümetin bu düzenleme ile yargıyı büyük ölçüde kontrolü altına alma girişimi olarak görüyor.

O nedenle bu yöndeki düzenlemelerin varolan toplumsal ve siyasi kutuplaşmayı daha da derinleştirmesi, sadece bu konunun referanduma götürülmesinin süreci çok gergin bir noktaya çıkarabileceği biliniyor.

Ancak referandum sadece bu düzenlemeyle sınırlı olmayacak bunun yanısıra muhalefetin de itiraz edemeyeceği bazı anayasa değişiklikleri de gündeme alınacak.

Örneğin genel seçimlerde temsil düzeyinin arttırılmasına dönük bir hüküm. Türkiye milletvekilliği modeli ile baraj altında kalan partilerin de birer-ikişer milletvekiliyle Meclis’te temsilini sağlamak.

Koşullar olgunlaştığında anayasa paketi Meclis gündemine getirilecek.

AKP bu hamle ile birden fazla kuşu tek taşla vurmayı hedefliyor. Turgut Özal’ın 1988’de denediği gibi. Özal’ın taşı ters tepmiş, kendi partisini vurmuştu. Acaba AKP bu yolla muhalefetin kanadını kırabilecek mi?

DİĞER YENİ YAZILAR