Anayasa değişikliği fikri sürpriz değil...

Haberin Devamı

AKP ve Başbakan Erdoğan için anayasa değişikliği fikri yeni değil. 2007 seçimleri öncesinde yeni dönem için en etkili vaadi şuydu Erdoğan’ın: Daha yüksek refah seviyesi ve daha fazla demokrasi...

Daha fazla demokrasi için de sıfırdan yeni sivil anayasa projesini ortaya koymuştu AKP. Seçim öncesi ve seçim sonrası uzun uzun tartışıldı yeni anayasa. Taslaklar hazırlandı. Meclis’e geldi geliyor denirken sürpriz bir çıkışla tek maddelik anayasa değişikliği MHP’nin desteğiyle gerçekleştirildi de. Üniversitelerde türban serbest bırakıldı.

Oysa 2007’deki yeni anayasa projesi türban için değil, daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük için geliştiriliyordu. Ama sonuçta iş, türban serbestisine kilitlendi. Ülke çok ağır bir siyasi bunalımın, toplumsal kutuplaşmanın içine sokuldu.

Bu kez ne yapmayı hedefliyor AKP ve Başbakan Erdoğan?

Açıklamalarına bakılırsa Anayasa’da altı temel değişiklik öngörülüyor:

1. Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve üyelerinin seçimi,

2. Seçimle ilgili hükümlerde değişiklik,

3. Siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin hükümlerde değişiklik,

4. Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine tabi olması,

5. Memurlara grev hakkı,

4. İdarenin denetimi ve obdusmanlık kurumu oluşturulmasına ilişkin düzenleme...

En az 467 oy gerektiren doğrudan anayasa değişikliğine AKP’nin milletvekili sayısı yetmiyor. Referandum göze alınarak 330 oyla değişiklik için hamle yapılabilir ama en azından şimdilik Erdoğan’ın bunu düşünmediği anlaşılıyor.

Ve sayılan 6 kritik anayasa düzenlemesi arasında AKP için hayati önem taşıyan iki değişiklik var: Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ve üye seçimi ile siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin hüküm. Bu iki konuda MHP ile mutabakata varabileceğini öngörüyor Erdoğan.

Haksız sayılmaz, çünkü özellikle siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin anayasa hükmünün değiştirilmesi konusunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli AKP’nin kapatma iddianamesi gündeme geldiği günlerde destek taahhüdünde bulunmuştu. O günlerde siyasi partilerin “bölücülük” dışındaki suçlardan dolayı kapatılmasına karşı olduğunu ifade etmiş ve “Parti kapatılmasın, suç sayılan fiilleri işleyen milletvekili veya parti yöneticilerine siyasi yasak getirilsin” demişti.

O günün koşullarında Bahçeli’nin önerdiği anayasa değişikliğine AKP de dahil hiçbir partiden destek gelmemişti.

Başbakan şimdi Bahçeli’ye çağrı yapmaya hazırlanıyor. Parti kapatmaları konusunda AB’de geçerli olan Venedik kriterlerinin getirilmesini öneriyor. Yani teröre, şiddete bulaşmamış siyasi partilerin kapatılmasının önüne geçilmesini öneriyor. Erdoğan “seçimden sonra bu değişiklikleri mutabakatla yapalım” çağrısını hem MHP’ye hem CHP’ye yapacak, her iki partinin de kapısını çalacak. CHP’den parti kapatmaları ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ile ilgili düzenlemeye destek alabilmesi hemen hemen imkansız gibi. Diğer konularda ise yine “dokunulmazlıkların kaldırılması” koşulunun geleceği belli.

MHP’nin tutumu ne olur? Bahçeli “Benim önerim o günün şartları için (AKP kapatma davası) geçerliydi. Şimdi durum değişti” mi, yoksa “varım” mı diyecek kestirmek güç?

Ancak ne olursa olsun Erdoğan’ın bu hamlesi, kapsamlı bir anayasa değişikliği ile sonuçlanmasa dahi iktidarla muhalefet arasındaki bugünkü kavga ve gerilim ortamının seçim sonrasında diyalog ve uzlaşma ortamına bırakmasını sağlayabilir...

DİĞER YENİ YAZILAR