Yıllardan beri özlenen güçlü tek parti iktidarının gerçekleşmesi ve 3 Kasım gecesinden itibaren AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer parti önderlerinin açıklamalarının kamuoyunda yarattığı olumlu hava ne yazık ki geçen haftadan itibaren bozulmaya başladı.
Önce Meclis Başkanı ve eşinin türban gösterisi, ardından bazı bakanların yer aldığı toplu namazlar, bakanlık mescitlerinde gösteriye dönüşen namaz görüntüleri Ankara'nın havasını birdenbire terse çevirdi. Bu gelişmeler, başından itibaren AKP'ye şüpheyle bakan bazı duyarlı çevreleri, toplumun laik kesimlerini ve daha da önemlisi bazı devlet kurumlarını, en başta da Cumhurbaşkanlığı nı ve Türk Silahlı Kuvvetleri ni ciddi biçimde rahatsız etmiş durumda.
O nedenle şimdi artık AKP'lilerin, hükümetin ve hükümet üyelerinin adımları daha bir dikkatle izlenmeye başlıyor.
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Abdullah Gül'ün defalarca üstüne basa basa "başörtüsü öncelikli meselemiz değildir" demelerine karşın bugün bu konu, bazı AKP önderlerinin girişimleriyle öncelikli bir mesele haline getirilmiş durumda.
Ve bunun da Erdoğan ve Gül'e rağmen olduğunu söyleyebilmek güç.
Bu arada Cumhurbaşkanı Sezer'in kamusal alanda türban yasağını hatırlattığı gün, Abdullah Gül'ün daha önce partide görevli olan türbanlı danışmanının Başbakanlık Özel Kalemi Müdürlüğü'ne taşınması da ilginç bir tesadüf. Bu durum, hükümetin türban yasağını, kamuoyunu yavaş yavaş alıştırarak, bireysel özgürlükler kapsamında değerlendirerek şöyle ya da böyle delmeye yönelik kararlılığının göstergesi olarak algılanıyor.
Hükümet bugün çok açık ve net ifadelerle dile getirmemiş olsa da YÖK ve yüksek öğrenim sisteminde köklü değişiklikler yapmaya kararlı gözüküyor. Üniversitelerde türbanı serbest bırakmaya, imam hatip liselerindeki sorunu da ya bu okulların üniversite sınavlarında genel liseler gibi değerlendirilmesinin önünü açarak ya da imam hatip liselerini genel lise kapsamına alıp bütün liselere din bilgisi, Kur'an ve Arapça derslerini seçmeli olarak yaygınlaştırarak çözmeyi hedefliyor AKP kurmaylan. Bu yönde AKP'nin militan tabanından gelen yoğun bir talep ve baskı var hükümet üzerinde.
Hükümet ortamı germeden yumuşak bir geçiş arayışında. Ancak bütün bu konular mayınlı alanda. Bu alana her ne kadar dikkatli basılmaya çalışılsa da risk var...
İlk MGK ve ilk uyarılar
Hükümetin öncelikli gündeminde olmasa bile kafasında olan bu kritik konular bakımından 29 Kasım'da yapılacak olan yeni dönemin ilk Milli Güvenlik Kurulu toplantısı kritik öneme sahip.
Bu ilk MGK toplantısının resmi gündeminde türban veya irtica ile mücadele gibi konular yok. Ancak, sızan bazı bilgilere göre, MGK toplantısının normal gündemi tamamlandıktan, bürokratlar çıktıktan sonra yapılacak olan dar kapsamlı bölümünde Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün çok önemli birer konuşma yapacakları yönünde.
Orgeneral Hilmi Özkök'ün özellikle Başbakan Gül'ü ve hükümeti rencide etmeksizin, devletin ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin irtica ve cumhuriyetin temel değerleri konusundaki hassasiyetlerini uygun bir üslûpla dile getireceği konuşuluyor kulislerde.
4 Kasım günü CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "mayınlı sahaya girmeyin" uyarısı başka bir üslupla devletin zirve toplantısında Başbakan Gül'e iletilecek.
AKP'nin önündeki mayınlar...
Yıllardan beri özlenen güçlü tek parti iktidarının gerçekleşmesi ve 3 Kasım gecesinden itibaren AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve diğer
Haberin Devamı