AKP ve CHP Livaneli formülünde uzlaşır mı?

Yeni Türk ceza Yasası’ndaki 301. madde aylardan beri tartışılıyor. Değişiklik gerekip gerekmediği, gerekiyorsa nasıl yapılması gerektiği konuşuluyor, sivil toplum kuruluşlarının uzlaşması bekleniyor. Aslında tartışmadan çok havanda su dövülüyor

Haberin Devamı

Yeni Türk ceza Yasası’ndaki 301. madde aylardan beri tartışılıyor. Değişiklik gerekip gerekmediği, gerekiyorsa nasıl yapılması gerektiği konuşuluyor, sivil toplum kuruluşlarının uzlaşması bekleniyor. Aslında tartışmadan çok havanda su dövülüyor.

Yoksa siyasi irade tam olduktan sonra yapılması gereken son derece basit. Ve bu basit çözümü de dün değil, Hrant Dink cinayetinden sonra alevlenen tartışmalar sırasında da değil, bundan tam 15 ay önce İstanbul Bağımsız Milletvekili Zülfü Livaneli gündeme getirmişti.

15 ay önce uyarmıştı Livaneli. Bu maddenin sıkıntı çıkaracağını, geç kalmadan bir çözüm bulunması gerektiğini belirterek çözümün ne olduğunu da 301. maddeye bir tek kelime ilavesi içeren yasa teklifi ile ortaya koymuştu.

Anımsadığım kadarıyla bununla da yetinmemişti Livaneli. O günlerde Adalet Bakanı Cemil Çiçek’le iki defa buluşup, mevcut yasa maddesinin Türkiye’nin başına ne gibi sıkıntılar açabileceğini anlatmış, tek çözümün ” Türklük “ibaresi yerine” Türk Ulusu “ibaresi” getirmekten geçtiğini anlatmıştı. Hatta Adalet Bakanı da ikna olmuş, Yargıtay’dan görüş isteyip gereğini yapmaya çalışacağı konusunda söz vermişti Livaneli’ye.

Fakat sonuçta değişen bir şey olmadı. Yazarlar, aydınlar hakkında arka arkaya yapılan suç duyuruları, açılan davalar önce iç kamuoyunda sorunun vehametini ortaya koydu. Ardından Avrupa Birliği ile ilişkilerde 301 pek çok sorunun yanında Türkiye’nin önüne bir demokrasi ayıbı olarak konulmaya başladı.

Hükümet, AB’nin de bastırmasıyla maddede yeni bir düzenleme bir değişiklik yapılması eğilimindeydi. Fakat seçim ortamına girilmesi, seçim kaygılarının ağır basmaya başlaması hükümetin cesaretini kırdı. Bu arada bir yandan MHP’nin, diğer yandan CHP’nin bu düzenleme yapıldığında, hükümeti, AKP’yi, “Türklüğe hakareti serbest bıraktılar” suçlamayı planladıklarını çok iyi biliyordu. Bu da hükümetin elini kolunu bağlayan önemli bir faktör oldu.

O nedenle, Başbakan Erdoğan topu sivil toplum örgütlerinin önüne attı. “Sivil toplum örgütleri anlaşıp bize öneri getirsin” dedi.

Sonuçta sivil toplum örgütleri de anlaşamadı. Bazı kuruluşların üzerinde anlaştıkları, hükümete sundukları ve İKV Başkanı tarafından kamuoyuna açıklanan öneri de yaşanan sıkıntıyı ortadan kaldırabilecek gibi gözükmüyor.

Oysa 2005 yılı Kasım ayından beri Meclis gündeminde bekleyen Livaneli’nin teklifi gündeme alınıp bunun üzerinden CHP ile bir uzlaşma aransa hiç kuşku yok ki daha sağlıklı bir çözüme ulaşılacak.

Şimdi Erdoğan’ın kurmayları sivil toplum kuruluşlarının önerisinin yanısıra Livaneli formülünü de yeniden masaya yatırmış durumda.

Konu Pazartesi günü yapılacak olan Bakanlar Kurulu’nda ve AKP Merkez Yürütme Kurulu’nda son kez değerlendirilecek. Livaneli’nin teklifi üzerinden CHP ile uzlaşma konusunda bir ışık alınabilirse hükümet muhtemelen bu teklifi Meclis’in onayına sunacak.

CHP acaba eski milletvekilinin önerisine “evet” diyecek mi yoksa “Türklük” kavramında direnme kararlılığını sürdürecek mi?

DİĞER YENİ YAZILAR