AKP’nin referandum ısrarı niye?

Haberin Devamı

“Haksız ve demokrasi dışı girişimler ve oyunun kuralları hesapta olmadık biçimde değiştirilerek yenilgiye uğratılmışlık” duygularının verdiği hırs ve tepki ile alelacele hazırlanmıştı anayasa değişikliği paketi.

Nisan ayının siyasi atmosferi ve koşullarında hazırlanan paketin AKP açısından bir numaralı amaç ve hedefi, parlamentoda seçilmesi engellenen Abdullah Gül’ü halk oyu ile cumhurbaşkanı seçtirmekti.

Fakat 22 Temmuz seçimlerinden çıkan sonuç işleri çok kolaylaştırdı. Yeni Meclis Abdullah Gül’ü 11. Cumhurbaşkanı seçip Çankaya’ya gönderdi.

AKP bir yandan da anayasayı tümden değiştirecek yeni bir anayasa hazırlığına girişti. Bu yeni anayasayı mümkün olan en kısa sürede parlamentodan geçirip halk oyuna sunmaya karar verdi.

Ama bu arada seçimden önce cumhurbaşkanı seçiminin kilitlenmesi nedeniyle hazırlanan anayasadaki tepki değişikliği ile ilgili takvim de işlemeye devam etti.

Muhalefetin ve bazı hukukçuların uyarılarını ilk başlarda pek ciddiye almadı AKP. Oysa referandum gündemindeki anayasa değişikliği, 11. Cumhurbaşkanı’nın halk oyu ile ve 5 yıllığına seçilmesini öngörüyor. Oysa görevde Meclis’in seçtiği 11. Cumhurbaşkanı var.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçen hafta işte bu çelişkili durumu dile getirip, “Gelin yeni hukuki sorunlar doğmasın, biz de destek verelim bu anayasa referandumunu gündemden düşürelim” açıklamasını yapınca AKP sanki bu açıklamayı bekliyormuşçasına harekete geçip yeni bir anayasa değişikliği teklifini Meclis’in gündemine getirdi.

CHP lideri, 21 Ekim’deki referandumu gündemden düşürecek biçimde anayasa değişikliklerinin tümüyle iptal edilmesini öneriyor, hem iktidara hem de muhalefete bu yönde çağrı yapıyordu. Ancak iktidar partisine bu öneriyi kabul ettiremedi Baykal.

Baykal’ın tezi şu şekilde özetlenebilir:

Şu anda seçilmiş bir cumhurbaşkanı görev yapıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin anayasa değişikliğinin bir aciliyeti yok. Madem ki kapsamlı bir anayasa değişikliği planınız var, bu değişiklikler de o kapsamda yapılabilir. Türkiye’yi bu referandum yükünün altına sokmayın. Ayrıca anayasa değişikliğini şimdi değiştirirseniz yeni bir hukuk problemi yaratırsınız. Çünkü referandum süreci başladı. Gümrük kapılarında Eylül ayından beri oy kullanılıyor. Şimdi değişiklik yapmak, maç devam ederken kale direklerinin yerini değiştirmekten farksızdır. Yarın yeni hukuki sorunlar doğabilir...

Fakat son derece makul ve mantıklı gözüken bu tezleri dikkate almadı AKP.

Sadece 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün durumunu tartışmaya açabilecek, hukuki sorun doğurabilecek olan hükümlerin ayıklanarak diğer değişikliklerin halk oyuna sunulmasında ısrarlı oldu. MHP ve DTP’nin de desteklerini AKP’ye vermesiyle anayasa değişikliğinde rötuş yapılıyor. Yürürlüğe girmemiş bir anayasa değişikliği, yarı yolda yeniden değiştiriliyor. Deniz Baykal’ın deyimiyle “yeni bir hukuk garabeti” yaratılıyor.

Acaba neden?

AKP, referandum ısrarını niye sürdürüyor?

Baykal, CHP seçmenini sandık başına gitmemeye veya red oyu kullanmaya çağırıyor ya...

AKP, CHP’ye yeni bir sandık yenilgisi daha yaşatıp ana muhalefet partisinin gardını iyice düşürmeyi, bu partinin kendi iç sorunları içerisine gömülmesini mi planlıyor?

Ya da eğer 21 Ekim referandumunda da çok yüksek bir katılım oranı olur ve değişiklik ezici bir çoğunlukla kabul görürse yeni bir seçim zaferi elde etmiş olmayı mı hesaplıyor?

Yoksa anayasayı tümden değiştirme hazırlıkları yapılırken böyle sorunlu, hukuksal açıdan tartışmalı bir anayasa değişikliği için ısrar etmenin gerçek gerekçesini anlayabilmek güç...

DİĞER YENİ YAZILAR