AKP’nin referandum ısrarı...

Haberin Devamı

Türkiye’nin siyasal sisteminde referandum çok nadiren başvurulan bir mekanizma. Türk seçmeni bugüne kadar sadece dört kez referandum için sandık başına gitti. 1960 ve 1982’de anayasa için, 1987’de siyasi yasaklar ve 1988’de de yerel seçimlerin bir yıl öne alınması için. Pazar günü beşinci kez referandum için sandık başına gidilecek.

Gidilecek de acaba seçmenin ne kadarı gidecek? Bugünkü havaya bakılırsa bu referandum seçmenin pek de ilgisini çekmemiş gibi gözüküyor. Bu referandumun seçmen açısından hiçbir somut sonucu yok. Referanduma sunulan anayasa değişiklik paketi cumhurbaşkanın 5 yıllık süreler için halk tarafından seçilmesini, seçimlerin 4 yılda bir yapılmasını ve Meclis toplantı yeter sayısının her halükarda 184 olmasını öngörüyor. Bu düzenlemeler bugünden yarına neyi etkileyecek? Hiçbir şeyi...

Aslında söz konusu anayasa değişiklikleri geçen Mayıs ayında yapılırken kamuoyunun bu meseleye ilgisi vardı. O zaman önemliydi bu konu. Çünkü Meclis cumhurbaşkanını seçemiyordu ve sistem kilitlenmişti. Onun için zaten referanduma sunulan değişiklik 11. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesini öngörüyor. Fakat 22 Temmuz seçimlerinden sonra oluşan yeni parlamento tablosu kilidin anahtarını açtı ve Abdullah Gül’ü 11. Cumhurbaşkanı seçti.

Ve aslında Gül’ün cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren referandum gündemindeki anayasa değişikliği anlamını kaybetti. Aksine geleceğe dönük bir hukuksal problem haline geldi. Çünkü bir yandan Meclis’in seçtiği 11. Cumhurbaşkanı görevi başında ama öte yandan da 11. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliği için bir aydan beri gümrük kapılarında oy kullanılıyor.

Anayasa değişikliği referandumda kabul edilip yürürlüğe girdiğinde Gül’ün görevinin sona ermesi ve yeni cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi gibi bir hukuki zorunluluk doğması kuvvetle muhtemel. Bu riski ve çözüm önerisini iki hafta önce CHP gündeme getirdi. Gül’ün cumhurbaşkanlığına şiddetle karşı çıkan CHP iktidar partisine şu çağrıyı yaptı: “Anayasa değişikliği referandumda kabul edilirse Cumhurbaşkanının durumu hukuken tartışmalı hale gelir. Gelin bu durumu düzeltelim. Referandumdaki anayasa paketini geçersiz hale getirecek iki maddelik bir anayasa değişikliği yapalım...”

AKP CHP’nin Cumhurbaşkanının hukuku durumuyla ilgili uyarısını kabul etti ama öneriyi elinin tersiyle itti. MHP’nin de desteği ile şimdi referanduma sunulan anayasa paketi değiştirilmeye çalışılıyor.

“Yürürlüğe girmeyen anayasa değişikliğinin değiştirilmesini öngören anayasa değişikliği” bugün Meclis’te ikinci kez oylanacak ve kabul edilecek. Cumhurbaşkanı da jet hızıyla onaylarsa Çarşamba günü yürürlüğe girecek. O zaman ortaya hukuki açıdan garip bir tablo çıkıyor:

Çarşamba gününe kadar gümrük kapılarında oy kullanan seçmenler ayrı bir anayasa değişikliği için oy kullanmış olacaklar, pazar günü oy kullanacak seçmenler ise başka bir değişiklik için evet veya hayır diyecekler.

Bu durumun yarın yeni bir hukuki tartışma başlatması da kuvvetle muhtemel. Buna rağmen AKP, referandumu istiyor. Bu ısrarın nedenini anlamak güç. Türkiye yarın cumhurbaşkanı mı seçecek? Hayır, 7 yıl sonra seçecek. Ve o arada zaten AKP’nin anayasayı tümden değiştirme kararlılığı var. Buna rağmen referandumu yaptırmaya kararlı AKP. Tabii ki YSK’dan farklı bir karar çıkmaz ise...

DİĞER YENİ YAZILAR