AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, önceki gün vetoya karşı ilk çıkışı yapmıştı.
Muhalefetle uzlaşarak ortak çıkardıkları şike yasası konusunda muhalefete çağrıda bulunarak “İmzanızın arkasında duracak mısınız?” diye sormuştu Elitaş.
CHP’nin de MHP’nin de yanıtı gecikmedi.
Veto konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü eleştiren her iki muhalefet partisi de iktidar partisinin yasayı aynen Meclis’e getirmesi durumunda destek vereceklerini açıkladı.
Ancak, Elitaş’ın bu açıklamasına rağmen kafalarda soru işareti vardı. Bu çıkış acaba Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde mi yapıldı? Yani AKP’nin kurumsal duruşunu mu yansıtıyor, yoksa Elitaş’ın kişisel bir görüşü mü?
Dün diğer Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin açıklaması ile durum netleşti. Herkes anladı ki, AKP Cumhurbaşkanının veto ettiği şike yasasının arkasında duracak.
Grup Başkanvekillerinin bu çıkışının Başbakan Erdoğan’ın onayı ve direktifi dahilinde olduğundan kimsenin kuşkusu kalmadı.
Peki bu tutum AKP Grubunun Cumhurbaşkanı ile restleşmesi biçiminde yorumlanabilir mi?
Kestirmeden cevap vermek gerekirse kesinlikle “hayır”.
Evet Cumhurbaşkanı’nın AKP çoğunluğunun oylarıyla yasaları veto etmesi çok alışılagelmiş bir durum değil. Çünkü veto, Gül’ün sık başvurduğu bir yöntem değildi. Ama yine bu bir ilk de değildi. Bugüne kadar üç yasayı daha veto etmişti. O vetolar konusunda aynen geri gönderme gibi bir durum sözkonusu olmamıştı. Cumhurbaşkanı’nın belirttiği gerekçeler doğrultusunda yasalarda gerekli düzeltmeler yapılmıştı.
Şimdi ise değişiklik yapılmayacağı, yasanın aynen iade edileceği anlaşılıyor.
Bunda da anormallik yok.
Bu son gelişmeyi anlamlı kılan fark, Meclis’in uzlaşma ile çıkarabildiği ender yasalardan birinin veto edilmesi.
Meclis, doğru yaptığına inanıyorsa elbette yaptığı yasanın arkasında durabilir.
Bundan Cumhurbaşkanı’nın alınganlık göstereceği de sanılmamalı. Çünkü, AKP’nin ne Cumhurbaşkanı ile ne de veto dahil tasarrufları ile ilgili en ufak bir sorunu yok.
AKP sözcülerinin son birkaç günden beri veto konusunda yaptıkları açıklamalar çelişkili gibi gözükebilir. Ancak AKP de Cumhurbaşkanı’nın veto yetkisini kullanmış olmasından rahatsız değil.
Dün konuştuğumuz bir AKP yöneticisi bu konuda şunları söylüyor:
“Sayın Cumhurbaşkanımız takdir yetkisini kullanmıştır. Haklıdır, önüne gelen her yasayı noter gibi onaylayacak değil elbette. İnceleyip geri gönderebilir. Bu son yasayı geri gönderdi. Ama bizim görüşümüz değişmedi. Şimdi muhtemelen Meclis bu yasayı, virgülüne dokunulmadan aynen iade edecek. Bu Sayın Cumhurbaşkanı’na karşı saygısızlık olarak yorumlanamaz...”
Önümüzdeki hafta muhtemelen veto edilen şike yasası öncelikli olarak komisyonda görüşülecek ve yine AKP, MHP ve CHP’nin oyları ile kabul edilip Genel Kurul gündemine indirilecek. Genel Kurul’da da kısa sürede görüşmelerin tamamlanıp onay için tekrar Köşk’e sunulacak. Bu aşamadan sonra Cumhurbaşkanı’nın yasayı onaylamaktan başka yapabileceği şey kalmıyor. Eğer anayasaya aykırı olduğu kanaatini taşıyorsa Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açabilir. Ama bu da zayıf bir ihtimal olarak değerlendiriliyor.
Meclis, şike yasası konusunda sergilediği bu hassasiyeti ve uzlaşmayı acaba cezaya dönüşen uzun tutukluluk süreleri için de gösterebilecek mi? Tutuklu milletvekilleri için de ortak bir çözüm arayışına girilebilecek mi?
Ne yazık ki bu yönde bir belirti henüz yok...
AKP’nin Gül’e resti mi?
Haberin Devamı