"Tarihi fırsat" iddiasıyla gündeme getirilen açılım süreci çok kritik bir dönemece, tehlikeli bir mayınlı bölgeye geldi.
Abdullah Öcalan’ın hücresinin boyutu üzerinden PKK ve DTP’li unsurların bazı il ve ilçelerde günlerdir sürdürdüğü yaygın gösteri ve terör...
PKK, birkaç aydır göreli suskunluk içinde. Ancak dün Tokat’ta bir jandarma timi teröristlerce pusuya düşürüldü. Bu saldırıda yedi askerin şehit olduğu bildiriliyor. Saldırıyı PKK mı yaptı, başka bir taşeron örgüt mü henüz bilinmiyor. Bilinen tek şey bunun kamuoyunda yarattığı derin üzüntü ve infial...
Bunlar işin, kamu düzeni, asayiş ve terör boyutu...
Bu gelişmeler açılım sürecine dönük tepki ve kaygıları haliyle arttırıyor.
Ancak bunlardan daha da önemli bir gelişme bugün Anayasa Mahkemesi’nde esastan görüşülmeye başlanacak olan DTP ile ilgili kapatma davası.
Bu durum, bilinmeyen, beklenmeyen bir sürpriz bir gelişme değil elbette.
DTP hakkındaki kapatma davası açılalı iki yıldan fazla oldu ve bir gün elbette sonuçlanacaktı.
Ve ilginçtir bu dava açıldıktan sonra DTP sözcüleri ve yandaşları Başsavcı’nın iddialarını güçlendirici yönde ellerinden gelini yaptılar. Partinin kapatılmasına neden olabilecek hiçbir faaliyetten geri durmadılar. Bu parti ile terör örgütü arasında organik bağ olduğunu bağıra bağıra gösterdiler.
Şimdi “Partimiz kapatılırsa çok fena olur. Açılım biter” diyor DTP sözcüleri.
Süreç elbette bitmez ama çok ağır yara alacağı açık.
Aslında bu süreç, bizatihi DTP’nin yaptıklarıyla daha ilk adımda sakatlanmadı mı?
Herkes açılımın ne olduğunu merak ederken, hükümet ne yapacağını sır gibi sakladığı bir dönemde ilk adım olarak Kandil’den ve Mahmur’dan PKK’nın direktifi ile Türkiye’ye giren grubun karşılanma görüntüleri sürece en ağır darbeyi vurmadı mı?
Vurdu...
Hükümetin plansızlığı, dikkatsizliği, hazırlıksızlığı, DTP’nin sorumsuzluğu yüzünden süreç ilk adımda yara aldı.
Fakat bugün kapatma davası ve sonucunun hepsinden daha önemli olacağı anlaşılıyor.
Aslında DTP içindeki “derin DTP”, daha açıkçası PKK uzantısı unsurlar başından itibaren bilinçli biçimde partilerini kapatılacak kıvama getirdiler. O nedenle DTP içerden ve dışardan yapılan dost uyarıların gereğini yerine getiremedi. Ankara’daki AB büyükelçileri DTP yöneticilerini defalarca uyardı: “Terörle, terör örgütü ile aranıza mesafe koyun...”
Bunu yapamadı DTP yönetimi...
Ve şimdi, bugün veya yarın kararın açıklanması bekleniyor. DTP’lilerin de çok iyi gördüğü gibi partinin kapatılma ihtimali çok yüksek.
Bu sonucu gören DTP Eşbaşkanı Emine Ayna, Radikal’deki demecinde şunları söylüyor:
“Demokratik siyaset kanallarını daha fazla açmayı tartışmak gerekirken, var olan siyasi organizasyonu ortadan kaldırmayı meşrulaştırırsanız burada sorun vardır. Açılımı bitiren devlettir. Demokratik siyaset kanallarını kapatmıştır. Halkı demokratik kanallar dışında silah da dahil olmak üzere farklı seçeneklere yönlendiriyorsun.”
Yani, parti kapatılırsa silahlı terör meşru olur demeye getiriyor Emine Ayna. Çok talihsiz bir ifade...
Bu ortamda hükümet tabii ki süreç bitti demeyecek ama, bu süreçten en azından kısa vadede sağlıklı sonuçlar beklemek hayal...
Açılım ve kapatma davası...
Haberin Devamı