Başbakan Tayyip Erdoğan, dün partisinin grup toplantısında İsrail’e çok ağır sözlerle yüklendi, çok ağır suçlamalarda bulundu. Türkiye-İsrail ilişkileri ve bölge dengeleri konusunda da şu tespiti yaptı Başbakan:
“Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı aşikardır...”
Evet, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hem Türkiye-İsrail ilişkileri eskisi gibi olmayacak hem de bölge dengeleri.
Türkiye-İsrail ilişkileri uzunca bir süredir zaten sorunluydu fakat önceki günkü olay bu ilişkilerde onarılması çok zor bir kırılma yarattı.
Oysa Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmak Türkiye’den çok İsrail’in lehineydi. İsrail’in güvenliği, huzuru ve barışı için Türkiye önemli ve aktif bir rol oynuyordu. Bu coğrafyada İsrail’in tek güvenebileceği, sırtını dönebileceği ülkeydi Türkiye.
Zaten Erdoğan da bunu hatırlattıktan sonra İsrail yönetimine şu uyarıyı yaptı:
“Türkiye’nin dostluğu ne kadar kıymetliyse düşmanlığı da o kadar şiddetlidir...”
Ayrıca önceki gün yaşanan gemi olayı ve Türkiye faktörü, İsrail’in uluslararası platformlarda karşılaşacağı zorlukların yanı sıra bölgedeki başka dengeleri de değiştirecek gibi gözüküyor.
Ki bunun ilk işareti dün Mısır’dan geldi.
Mısır düne kadar yardım geçişine kapalı tuttuğu sadece insan geçişi ve İsrail’in denetiminde acil gıda ve ilaç yardımlarına açık tuttuğu Refah Sınır Kapısını açtığını duyurdu.
Ardından Birleşmiş Milletler Genel sekreteri Ban Ki Moon’un açıklaması geldi:
“Gazze’ye ambargo kaldırılmalıdır...”
Türkiye’nin girişimleri sonucu BM Güvenlik Konseyi’nden kınama kararı çıktı, AB kınadı, muhtemelen NATO da sert bir tepki verecek İsrail’e.
Ancak İsrail bu tür tepkilere alışık. BM Güvenlik Konseyi İsrail’i 40 yıldır kınıyor, hatta bazı yaptırım kararları da alıyor. Fakat bugüne kadar bunlar İsrail üzerinde etkili olmadı.
Çünkü İsrail her dönemde ve her zaman ABD’nin himayesinde uluslararası yaptırımlardan kurtuldu ve bölgede bildiğini okumaya, eşkiyalık yapmaya devam etti.
Başbakan Erdoğan bu durumu elbette çok iyi görüyor ve o nedenle dünkü konuşmasında bazı adreslere şu mesajı da gönderiyor:
“İsrail bu cinayeti meşru gösteremez. Elindeki kanı temizleyemez. Dünyanın, insani değerleri önemseyen hiçbir kuruluşun buna seyirci kalmayacağını düşünüyoruz. Bu aşamadan itibaren kim bu saldırılara göz yumarsa onlar da suç ortağı olacaktır...”
Mesajın adresi esas olarak Washington.
ABD yönetimi şimdiye kadar olduğu gibi İsrail’in her yaptığını hoşgörmeye, uluslararası yaptırımlara karşı koruyup kollamaya devam edecek mi, etmeyecek mi?
ABD’nin alacağı tutum önemli. Bu çerçevede Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Washington’da görüştüğü ABD Dışişleri Bakanı Clinton’a Türkiye’nin beklentilerini net biçimde anlattı.
Ardından Başkan Obama ile Erdoğan arasında gerçekleşen telefon görüşmesi de kritik önemdeydi.
Peki ABD ne yapacak?
ABD’nin ne yapacağı, İsrail’e karşı nasıl bir tutum alacağı önümüzdeki dönemde bölge barışı için olduğu kadar Türkiye-ABD ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin geleceği için de hayati önem taşıyacak.
ABD yönetimi için de kritik bir tercih söz konusu. Bir yanda stratejik ortağı ve himayesindeki İsrail, diğer yanda ise bölgedeki en önemli müttefiki Türkiye.
“Türkiye çok haklı” deyip İsrail’in üstüne çizik atmayacağı kesin. Fakat İsrail yönetimine “ayar” verme yoluna gidebilir.
ABD ne yapacak?
Haberin Devamı