ABD ile ilişkilerde bahar havası...

Haberin Devamı

Türk-Amerikan ilişkilerinde birkaç yıldan beri devam eden tatsızlık PKK ile mücadelede işbirliği ile birlikte yeniden bahar havasına dönme trendine girdi.

İki ülke arasındaki ilişkiler Irak savaşı öncesi, 1 Mart 2003’teki tezkere kriziyle büyük yara almış, ardından yaşanan talihsiz çuval hadisesiyle gerilimli bir süreç başlamıştı. Bu olay, ikili siyasi ilişkilere darbe vurduğu gibi askeri ilişkilerde tamiri daha güç kırıklıklara neden olmuştu.

Bu arada ABD işgali altındaki Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terör saldırılarının hız kazanması, bu bölgede teröristlerin himaye görmesi, lojistik destek alması, ABD’ye yönelik kamuoyu tepkisini tırmandırmıştı.

O nedenle de son dönemde Türk kamuoyundaki Amerikan aleyhtarlığı iyice yükselmişti. Öyle ki, 70’li yıllardaki haşhaş ekim yasağı ve ardından 1974’teki Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra uygulanan silah ambargosu yüzünden bozulan ilişkiler ve yükselen sol dalganın da etkisiyle artan tepkiler bile bu kadar yüksek bir Amerikan aleyhtarlığına neden olmamıştı.

Ancak son bir iki haftada yaşanan gelişmeler olumsuz havayı büyük ölçüde kırdı.

Siyasi ve askeri ilişkilerle ilgili durumu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dün Çankaya Köşkü’nde TÜBİTAK ödüllerinin dağıtım töreninden sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken söylediği şu ifade özetlemeye yetiyor:

“Şu anda işler iyi gidiyor. Müttefikliğe yaraşır bir işbirliği var şu anda. Bu durumdan onlar da memnun, biz de...”

ABD’nin Kuzey Irak’a yönelik sınır ötesi askeri operasyonlar konusunda Türkiye’ye 4 yıldan beri uyguladığı ambargoyu kaldırması, işlerin iyi gitmesinde en önemli etken. Dahası ABD “ortak düşman” diye tarif ettiği PKK terör örgütüne ait vurulacak hedefler konusunda da önemli bir istihbarat desteği sağlıyor.

Kasım ayında Bush -Erdoğan görüşmesinde varılan mutabakat şu anda beklentilerin üstünde iyi işliyor ve bu da müttefiklik ilişkilerini yeniden stratejik ortaklığa doğru taşıyor.

Bu gelişmelerin kamuoyunu da bir ölçüde tatmin etmiş, Amerikan aleyhtarlığının dozu azalma eğilimine girmiş olduğu bile söylenebilir.

Evet ABD ile ilişkilerdeki hasarın büyük ölçüde giderilmekte olduğu anlaşılıyor. Şimdi sıra Irak yönetimiyle özellikle de yönetimde ağırlığı olan Kürt liderlerle ilişkileri yeniden normalleştirmekte. Cumhurbaşkanı Gül, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde de Kürt liderlerle, en azından Irak’ın seçilmiş resmi Cumhurbaşkanı Talabani ile Türkiye’nin iyi ilişkiler içinde olmasını arzulamıştı.

Seçildiği günden beri Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’yi ziyaret etmek isteyen Talabani’nin davet edilmesini istemiş ama o günkü Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bunu şiddetle reddetmişti.

Gül şimdi Cumhurbaşkanı. Talabani de Türkiye’nin sınır ötesi operasyonları konusunda Barzani’ye göre daha ılımlı açıklamalar yapıyor.

Acaba Gül, ilişkileri normalleştirmek bakımından önümüzdeki günlerde Talabani’yi Ankara’ya davet etmeyi düşünüyor mu?

Dün bu soruyu sorduğumuzda “hayır” demediği gibi kafasında böyle bir plan olduğunu da şu sözleriyle açıkça ifade etti Gül:

“Ben daha önce de söyledim; Irak bizim komşumuz. Talabani de seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır. Tabii ki gelebilir, biz de gidebiliriz. Bu zamanlama ve program meselesi...”

Cumhurbaşkanı Gül, 8 Ocak günü ABD Başkanı Bush’u ziyaret edecek. Muhtemelen daha sonraki gezi ve davet programlarına göre Talabani için bir tarih belirlenecek. Yeni yılın ilk aylarında Talabani’nin Ankara ziyareti sürpriz

sayılmamalı...

DİĞER YENİ YAZILAR