Elgiz Müzesi’nin geleneksel hale gelmiş Teras Heykelleri sergisine bir yenisi daha eklendi. Bu sene 10. edisyonu ile izleyici karşısına çıkan müze, “Başka Bir Tepeden” isimli sergi ile sahip olduğu mimari ayrıcalıklarını sanatın hizmetine sunuyor. Gençleri desteklemek amacıyla düzenlenen etkinliğin bu yılki teması, tam da manzaraya uyumlu şekilde İstanbul olarak seçilmiş. Kültürel ve tarihi çekim merkezi niteliğinin ötesinde son yıllarda büyük bir dönüşüm geçiren ve halen değişimin son hızla devam ettiği şehri, genç heykeltraşların gözünden izlemek keyifli bir deneyimdi benim için. Bir taraftan kentin silüetini seyredip diğer taraftan farklı bakış açılarına ve İstanbul’un zihinlerdeki imgesine tanık olmak, serginin izleyiciye sunduğu önemli bir fırsat. İsmini Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirinden alan sergi, edebiyattan müziğe kadar pek çok alanda yaratılan eserlere ilham kaynağı olan İstanbul’un; çağımızın yapılaşma eğilimi, bireyin şehirle olan ilişkisi ve kentin ruhu gibi konular etrafında nasıl ele alındığını gösteriyor. Kalabalığın, giderek göğe yükselen silüetin, artan betonlaşmanın, azalan yeşil alanların toplumda ve bireyde bıraktığı psikolojik izlerin heykeller aracılığıyla somutlaştığı sergi, hepimizin ortak bir duygusuna dokunuyor. Kimi simgesel, kimi soyut, kimisi de gerçekçi bir üslupla çalışmalarını üreten sanatçılar, bir metropolün kolektif bellekte oluşan resmini başarıyla çizmişler diyebilirim. Seçici kurulunda; Seyhun Topuz, Rahmi Aksungur, Nilüfer Ergin, Haşim Nur Gürel ve Can Elgiz gibi değerli isimlerin bulunduğu “Başka Bir Tepeden”, 28 Ekim tarihine dek görülmeli.
Kadıköy Yeldeğirmeni’nde bulunan Bayan Yanı Art Project’e henüz uğramadıysanız bu sergi vesilesiyle mutlaka gitmelisiniz. Küratörlüğünü Firdevs Kayhan ve Ece Balcıoğlu’nun üstlendiği “Yüz Körlüğü” sergisi; benim de severek takip ettiğim, feminist üretim pratiğinin başarılı temsilcilerini bir araya getiriyor. Şiddete ve tanık olunan mağduriyet durumlarına müdahale etmek yerine uzaktan izleyerek bir çeşit vicdani körlük sergileyen toplumsal yığınlara yönelik eleştiriyi barındıran sergi, eril zihniyetin soğuk ve duyarsız bakışını görünür kılıyor. Sergide eserleri bulunan 13 sanatçı arasında; Ece Eldek, Ezgi Tok, Ekin Kano, Güneş Terkol, İrem Tok, Müge Yıldız, Neriman Polat ve Nurcan Gündoğan gibi isimler yer alıyor. 21 Temmuz’a dek ziyarete açık.
Karaköy’de bulunan Mixer ise her yıl gerçekleştirdiği Mixer Sessions sergilerinin 3. edisyonunu izleyiciyle buluşturdu. Sanat eğitimi veren fakültelerin son sınıf, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine yaptığı açık çağrı yoluyla bir seçki oluşturan galeri, gençlere çalışmalarını gösterebilecekleri bir alan açmaya yönelik misyonunu yine başarıyla yerine getiriyor. Fotoğraftan videoya, tuvalden neon yerleştirmeye kadar geniş bir disiplin çeşitliliğinde üretilen işlerin odağı ise parça/bütün, mekân, birey, kimlik, yalnızlık, bellek gibi kavramlar. 4 Ağustos tarihine kadar görülebilir.