Yeni sezon öncesi sakinliğin devam ettiği İstanbul’da Dolapdere ve Cibali semtlerindeki sergileri gezdikten sonra bölgenin kafelerinde vakit geçirebilirsiniz.
Kadir Has Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Galeri KHAS’da, benim de işlerini severek takip ettiğim, çizgi dışı çağdaş sanatçılarımızdan Genco Gülan’ın kişisel sergisi devam ediyor. Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman’ın üratörlüğünü üstlendiği “Antik Gelecek”, Gülan’ın son dönem üretimi olan heykel çalışmalarını sanatseverlerle buluşturuyor. Arkeolojiden beslenerek antik dönem heykellerine çağdaş yorumlamalar katan sanatçı, hicivli yaklaşımıyla izleyicinin algısını uyanık tutuyor.
Genco Gülan’ın sergisinde hareket eden robotik heykeller yer alıyor
İlk bakışta klasik sanatın niteliklerine sahip görünen heykellerin, kasten bağlamından kopartılarak farklı bir fikirsel zemin üzerinde yeniden yaratıldığını söyleyebiliriz.
Gülan’ın hem pop-art’a hem de eleştirel yönüyle kavramsal sanata göz kırpan tutumu benim oldukça hoşuma gitti. Hermes, Poseidon ve Zeus, sergide bizi karşılayan tanıdık isimlerden yalnızca birkaçı…
Sanatçının müdahalesiyle robot ya da mutanta evrilmeye başlayan bu figürler, gelecekte bizi bekleyen dönüşümün öngörüsü gibi diyebilirim. Genco Gülan’ın bu çalışmalarını kapsayan serisine “Antik Plastik ve Geleceğin Arkeolojisi” ismini vermesi de bu öngörüyle örtüşüyor. Sanatçı, sergide ilk kez otonom olarak hareket eden bir robotik heykeli de görücüye çıkararak 21’inci yüzyılın getirilerini masaya yatırıyor. Mizahi görselliğinin altındaki ifadeleri çözümlerken keyifli bir deneyim yaşayacağınızı söyleyebilirim.
Sergi, 21 Ağustos’a dek devam ediyor.
Erkek egemen bakışa karşı
Dolapdere’deki Gaia Gallery’de ise iki sergi kadın sanatçıların üretimlerini taçlandırıyor. Genç sanatçılarımızdan Ayşecan Kurtay, Ayşegül Sağbaş, Beyza Boynudelik, Didem Ünlü, Furuzan Şimşek ve Nur Gürel’in işlerini bir araya getiren “Kadınlar, Rüyalar, Ejderhalar / Kör Alan”, toplumdaki erkek egemen bakışın sınırlı düşünsel altyapısı sonucu türemiş kadın imajını hedefe alıyor. Şablonlardan sıyrılmış bir kimliğin varoluş mücadelesine ışık tutarak ortak bir sanatçı-kadın portresi yaratılıyor. Bu açıdan sergiyi zihin açıcı ve kuvvetli buldum. Toplumsal düzlemde pek çok konunun cinsiyetle bağdaştırılması meselesine değinen gençleri iddialı işleri ve söylemleri nedeniyle tebrik ederim.
Guerilla Girls İstanbul’da!
Gaia’daki diğer sergi, 30 yıldan fazla süredir cinsel ayrımcılık ve ırkçılık konularında üretim yapan feminist sanatçı grubu Guerrilla Girls’ü ağırlıyor. 1986 yılındaki kampanyaları “Avrupa’da durum daha da mı vahim?” sorusunu yeniden gündeme taşıyan serginin odağında, Guerrilla Girls’ün 383 Avrupa müze direktörüne mektup yazarak çeşitlilik konusunda 14 soruyu yanıtlamalarını istemesi yatıyor. Aldıkları geri dönüşün yanı sıra soruları yanıtlayan müzelerin tam listesi, istatistikleri ve direktörlerin yorumlarının da farklı biçimlerde sergide yer almasını ilgi çekici buldum. Her iki sergiyi 13 Ağustos’a kadar izleyebilirsiniz.