İstanbul şu sıralar iki güçlü sergiye daha ev sahipliği yapıyor. Karlı ve oldukça soğuk geçen bugünlerde her ikisini de izlemekten büyük zevk duyduğum sergileri, süreleri bitmeden siz de görün çok isterim.
Banksy’nin dünyaca ünlü eserlerini bir araya getiren ‘The Art of Banksy’ isimli etkinlik 14 Ocak’taki açılışından beri gündemden düşmüyor. Kısa süren seyahatimin ardından döner dönmez sergiyi geçtiğimiz hafta görme fırsatını yakaladım ve açıkçası, medyada hızla yayılan sansasyonel haberlerine rağmen iyi ki de görmüşüm bu sergiyi dedim.
Küratörlüğünü Steve Lazarides’in üstlendiği serginin bu denli gündem yaratmasının sebebi ise aslında sanatçının “kendi” sergisinden haberi bile olmaması. Eserleri görmek için ödenmesi gereken ücret ise eleştirilen konulardan bir diğeri.
Sergide; Banksy ile yıllarca işbirliği yapmış Lazarides’in özel koleksiyonundan parçalar ve yanı sıra dünyanın farklı noktalarındaki koleksiyonerlerden toplanan eserlere yer verilmişti. Bugüne kadarki en büyük Banksy koleksiyonu olma özelliği taşıyan sergide, toplam 85 eser 29 Şubat’a dek izleyenlerini bekliyor. Sergide dikkat çeken ve kendimi Londra sokaklarında dolaşıyormuşum gibi hissettiren eserler arasında; ‘Kırmızı Balonlu Kız’, ‘Gül Şimdi’ ve ‘Hizmetçi’ gibi daha pek çok ünlü esere de yer verilmişti.
Dünyanın birçok şehrinde anarşist duruşuyla sisteme meydan okuyan, esaret ve özgürlük üstüne söyleyecek çok şeyi olan sanatçının sergisinden haberi olmasa da bu fırsat ayağımıza kadar gelmişken etkinliği Global - Karaköy’de mutlaka görün derim. Ayrıca ‘The Art of Banksy’, isimli sergi interaktif sergileme yapısı ile izleyiciye, serginin ötesinde farklı bir deneyim de sunuyor.
Bu hafta dikkat çeken bir diğer sergi için ise ikinci durağım İstanbul Modern oldu. Her geçen gün yeniden tanımlanan mekân kavramının izini süren ‘Habitat’ isimli sergi İstanbul Modern’in Fotoğraf Danışma Kurulu tarafından seçilmiş 13 sanatçının üretimlerine yer veriyor. Eserlerini merakla ve büyük beğeni ile takip ettiğim Merih Akoğul, Orhan Cem Çetin, Murat Germen ve Sıtkı Kösemen’den oluşan danışma kurulunun seçkisinden geçmiş eserleri görmemek olmazdı.
Fotoğraflanan karelerin her birinde, günlük yaşam alanları, güncel koşulların baskısı altında fiziksel olarak yeniden kurgulanmıştı. Mekânların sadece fiziksel müdahalelerle değil, toplumsal ve kişisel hafızayla da şekilleniyor olduğunu görmek adına oldukça ilginç ve düşündürücü eserlerdi bunlar.
Birçoğu genç olan sanatçılardan: (Kürşat Bayhan, Kerem Ozan Bayraktar, Zeynep Beler, Görkem Ergün, Beril Gür, Çağlar Kanzık, Oğuz Karakütük, Barbaros Kayan, Gündüz Kayra, Neslihan Koyuncu, Desislava Şenay Martinova, Ali Taptık, Serkan Taycan) Kerem Ozan Bayraktar’ın ‘Klimalar’ isimli çalışması gerçeklik içinde yaratılmış soyut görüntüsü ile dikkat çekiyordu. Bayraktar’ın diğer çalışmalarında olduğu gibi bu karede de ‘tekrar’ ve ‘kopyalama’ tekniği, izleyici üzerinde bir ‘yabancılaşma’ etkisi uyandırıyordu. Aslında ben bu eserde oldukça mizah dolu bir taraf gördüğümü de belirtmeliyim. Habitat, 22 Mayıs 2016 tarihine dek İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde izlenebilir.