İstanbul Bienali’ne sayılı günler kala temasından sanatçılarına genel bir özet hazırladım. Açılışından bienal izlenimlerimi de köşemden takip edebilirsiniz.
Sanatçı ikilisi Elmgreen & Dragset’in küratörlüğünde 16 Eylül - 12 Kasım arasında düzenlenecek İstanbul Bienali, ev, mahalle, ve müşterek yaşam hakkındaki fikirleri tartışmaya açan bir tema seçti. İkilinin, “Komşunuz sizden farklı yaşayan biri olabilir. Umuyoruz ki siz, politikacıların aksine ‘öteki’ korkunuzla etrafınıza çitler örerek baş etmiyorsunuzdur” söylemi “iyi komşu” başlığının altındaki duyarlı yaklaşımı özetliyor.
Afişlerinizle komşuluk meselesini tartışma şansı yakalayabilirsiniz
Bienalin kamusal alandaki açılımları çoktan başladı. İyi bir komşu kavramını dünyanın farklı şehirlerinde paylaşmak adına başlatılan Uluslararası Billboard Projesi kapsamında, Lukas Wassmann’ın insan karşılaşmalarını yakaladığı fotoğraflardan bir seçki ve iyi bir komşuya dair sorular, dünyanın farklı noktalarında billboardlara taşınıyor.
Geçen şubat St. Patrick Festivali aracılığıyla İrlanda’nın çeşitli kentlerinde açılışını yapan proje, bu yıl sonuna dek Moskova, Sidney, Milano, Şikago gibi şehirlerde varlık gösterecek. İstanbul’da ise apartmanların duvarlarında, evlerin pencerelerinde asılı “iyi bir komşu” üzerine afişler görmeye başladıysanız şaşırmayın. İKSV Ana Gişe, Pera Müzesi ve İstanbul Modern’den afişlerinizi alarak “iyi bir komşu”nun sorularını tüm mahallenizle paylaşabilirsiniz.
Kamera sanat eseri olursa
Bienal kapsamında sergilenecek eserler arasında ilk görücüye çıkan da Burçak Bingöl’ün “Günebakan” işi oldu. Seramik ve desen çalışmalarıyla tanınan başarılı sanatçımız Bingöl’ün seramikten ürettiği, Beyoğlu’nda yetişen çiçeklerle bezenmiş güvenlik kameraları, bienalin kamusal ayağını temsilen şehrin çeşitli noktalarına yerleştirildi. Giderek normalleşen gözetleme sistemine eleştirel bir yorum getiren Bingöl, kameraları bizi gözetleyen aygıtlar olmaktan çıkartıp onları sanat eseri haline getirerek izleyen-izlenen ilişkisini de tersine çevirmeyi hedefliyor. Bingöl’ün kameraları, bienal boyunca aralarında Kumbaracı 50, Pera Müzesi, Şimdi Cafe, LeBon Pastanesi, İstanbul Modern Sanat Müzesi gibi mekanların olduğu 20’yi aşkın noktada görülebilir.
32 ülkeden 50 sanatçı katılıyor
Bienal mekânları da izleyici için keyifli bir rotada yer alıyor. Müze çatısı altındaki sergileme alanları, İstanbul Modern ve Pera Müzesi bünyesinde kurgulanırken; Cihangir’deki ARK Kültür, Küçük Mustafa Paşa Hamamı, son dönemin gözde değerlerinden Galata Rum Okulu ve konut özelliği taşıyan Yoğunluk Sanatçı Atölyesi gibi mekânlar da alternatif açılımlara sahne olacak. 32 ülkeden 55 sanatçıyı bir araya getirecek bienale Türkiye’den Burçak Bingöl, Erkan Özgen, Ali Taptık, Bilal Yılmaz, Volkan Aslan, Alper Aydın, Candeğer Furtun, Gözde İlkin, Tuğçe Tuna gibi merak uyandıran yetenekler katılırken; Olaf Metzel, Monica Bonvicini, Louise Bourgeois, Fernando Lanhas, Henrik Olesen, Mark Dion, Victor Leguy, Liliana Maresca, Berlinde De Bruyckere gibi isimler de izleyiciyi şimdiden heyecanlandırdı.