Türkiye’nin genç sanatçılarını bir araya getirecek olan BASE, 31 üniversiteden 108 öğrenciye kendini tanıtma fırsatı sunacak.
Türkiye’deki sanat ortamını daha ileriye taşımak için odaklanılması gereken en temel konu, gençlerin üretimine destek olmak; bunu her fırsatta dile getirmekte fayda görüyorum. Bu motivasyonla yapılan her türden projenin içinde yer almaktan mutluluk duyuyor ve tüm bu girişimleri eleştirel değil yapıcı bir çerçeveden değerlendirmeyi doğru buluyorum.
Eserler Galata Rum Okulu’nda
Tüm Türkiye’nin yeni nesil sanatçılarını bir araya getirme hedefiyle yola çıkan BASE, toplam 20 ilimizin 31 üniversitesinden seçilen, 108 sanatçıya ait 116 eseri aynı çatı altında sergiliyor. Yepyeni ve dinamik bir sanat buluşması olarak tasarlanan BASE, sanatseverlere sunduğu taze fikir ve üretimlerle, kalıcılaşmayı fazlasıyla hak ediyor. Üstelik de tüm bu eserleri, İstanbul sanat sahnesinin kıymetlisi
Galata Rum Okulu’nda görmek muazzam olacak. Projenin fikirsel kaynağına daha uyumlu bir mekân düşünülemezdi sanırım. Ülkenin dört bir yanındaki Güzel Sanatlar Fakültelerinden bu yıl mezun olan sanatçı adayları, uluslararası bir seçici kurulun değerlendirmesinden geçerek işlerini sergilemeye hak kazandılar. İzleyiciyle buluşacak üretimlerin çeşitliliği de heyecan veriyor; baskı, cam, enstalasyon, fotoğraf, görsel iletişim tasarımı, grafik tasarımı, heykel, resim, seramik, Türk el sanatları ve video kategorilerinde işler göreceğiz. Gençlerin en çok desteğe ihtiyaç duyduğu, mezuniyetten profesyonel sanat hayatına geçiş döneminde, onlara böylesine değerli bir fırsat sunan BASE ekibini kutluyorum.
Zengin ve farklı üretimler olacak
Projede yer alan sanatçı adayları, bu vesileyle galeriler, koleksiyonerler ve yaratıcı endüstriler için de bir keşif noktasında buluşmuş olacak. Bu keşfe aracı olma misyonuyla, her biri farklı bir tecrübe ve göze sahip uluslararası isimlerden oluşan kalabalık seçici kuruluyla BASE, projeyi bir yarışma kimliğinin çok ötesine taşıyor. Benim de aralarında bulunduğum ve yetkinliklerine güvendiğim profesyonellerden bazıları, Delfina Foundation’ın kurucusu Aaron Cezar, Borusan CEO’su ve koleksiyoner Agah Uğur, sanat yazarı ve eleştirmeni, akademisyen Ahu Antmen, İstanbul Modern Sergiler ve Programlar Direktörü Çelenk Bafra, The Armory Show’un Direktörü Deborah Harris, New York Academy of Art’ın Dekanı Peter Drake ve Piartworks Kurucusu Yeşim Turanlı gibi önemli isimler. Küratörlüğünü Derya Yücel’in üstlendiği sergi, Bilgi, İnsan ve Çevre olmak üzere üç ana bölüme ayrılıyor. Gerek evrensel gerekse de bireysel ve toplumsal düzlemde çok derin yaklaşımlarla ele alınabilecek olan bu tematik bölümlerde, izleyicinin karşısına, farklılıktan doğan zengin bir üretim kanalının çıkacağını söyleyebilirim.
Başarılı isimlerle tanışma fırsatı
Yalnızca sergiyle sınırlı kalmayacak olan etkinlik günlerinde ise panel ve söyleşilerle dopdolu bir program bizleri bekliyor. İpek Duben, Gülsün Karamustafa, CANAN, Marcus Graf, Ali Güreli, Derya Bigalı, Alev Ebuzziya Siesbye, Oya Delahaye, Hüma Kabakçı, BASE Talks kapsamında sanatseverlerle buluşacak isimlerden sadece bir kaçı. Gençlere, üretimlerini sergileme ve sanat dünyasının önde gelen isimleriyle birebir tanışma imkânı sunan, Türkiye’nin ilk kolektif Güzel Sanatlar yeni mezunlar platformu BASE, 21-24 Aralık’ta Galata Rum Okulu’nda. Ajandanıza şimdiden not edin.