Tüketici güveni Şubat’ta da geriledi. TÜİK’in hesapladığı tüketici güven endeksi Aralık’tan bu yana düşüyor. CNBC-e tüketim eğilimi de benzer yöndedir. İlk çeyrek büyümesi için kötü haberdir. Eksiye geçmesi ihtimali vardır.
Ocak dış ticareti açıklandı. Piyasa ticaret açığını geçen yıl gibi bekliyordu. 0.5 milyar dolar altında çıktı. İhracatın ithalattan hızlı büyümesinden kaynaklanıyor. Dikkat: ithalatın artması diğer göstergelerle çelişiyor. Ayrıntısına bakacağım.
Kurumlar ve verimlilik
Kurumsal yapı ile ekonominin verimlilik düzeyi arasındaki yakın ilişkiye her fırsatta atıf yapıyorum. Örneğin son dönemde tartışılan “orta gelir tuzağı” kurumsal zafiyetlerin verimlilik artışını yavaşlatması, hatta durdurması anlamına geliyor.
Daron Acemoğlu’nun kitabını yeni tanıttım (4 Şubat). “Kapsayıcı kurumlar” verimliliği nasıl arttırıyor? Bir: toplumun yaratıcılığını varolanı paylaşmak yerine üretken faaliyetlere yöneltiyor. İki: belirsizliği azaltarak uzun vadeli ve yüksek verimli yatırımları teşvik ediyor.
Yolsuzluğun ekonomiye maliyetinde iki mekanizma da çalışıyor. Bir yandan rant peşinde koşmayı cazip kılıyor. Aynı anda çabuk geriye dönen yatırımları teşvik ediyor. Böylece verimlilik artışını kısıtlıyor. Büyümeyi ve zenginliği engelliyor.
Yolsuzluk ve ücretler
Ancak, kurumsal yapı bizi doğrudan ekonomik performansa götürmüyor. En canlı örneği Çin’in göz kamaştıran ekonomik başarısıdır. Halbuki Türkiye’nin kurumsal göstergeleri daha iyidir. Nasıl oluyor?
Kritik değişken reel ücret düzeyidir. Araştırmalarda Çin’de yolsuzluk daha yaygın çıkıyor. Ancak Çin’de yolsuzluğun karlara olumsuz etkisi düşük ücretle telafi ediliyor. Yabancı sermaye bu yüzden yolsuzluğa rağmen Çin’e gidiyor.
Çok önemlidir. Yolsuzluğun artması iki tatsız dinamiği tetikler. Ücret sabit tutulursa büyüme yavaşlar. Büyüme sabit tutulursa ücretler düşer. Neticede yolsuzluğun bedelini çalışan kesimler ya işsizlik ya da düşük ücretle öder. İşin özü budur.
Yolsuzluğun bedeli
Haberin Devamı