Başbakan Erdoğan ikinci hükümetini kurdu. İlki benim bildiğim en uzun süreli hükümettir. 2003 başında Başbakanlığın Gül’den Erdoğan’a geçmesini saymazsak 4 yıl 9 ay bir rekor anlamına geliyor.
Bir gözlemle başlamak istiyorum. İki hükümet arasında sürekliliğin ağır bastığı kanısındayım. Doğallıkla iki hükümet tıpatıp aynı değil. Gül ve Şener’in ayrılması zaten bunu olanaksız kılıyordu. Ama genel çizginin değişmediğini söyleyebiliyoruz.
Bakanlar Kurulu’nun içerdiği siyasi mesajlar üstünde durmayacağım. Yeni yasama döneminin siyaseten önemli olayı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığına seçilmesidir. Sembolik değeri yüksek değişim odur. Tavrımı geçen yazımda açıkladım.
İş alemi dostu hükümet
Bence AKP iktidarının en belirgin özelliklerinden biri “iş alemi dostu” olmasıdır. İngilizce “business friendly” deniyor. İktidarın özel mülkiyete, piyasa mekanizmasına ve müteşebbislere yönelik yaklaşımını özetliyor.
Geçmiş hükümetlerle bakanların özgeçmişlerini karşılaştırmak bu bakıma öğretici olabilir. Başbakan’ın kendisi dahil, bürokratik gelenekten gelen çok azdır. Özel teşebbüs deneyimi çok hakimdir. Piyasa ekonomisine yakın zihniyetin insanlarıdır. Yeni hükümette bu eğilimin daha da güçlendiğini söyleyebiliriz.
Yeni Hazine Bakanı Şimşek, uluslararası mali piyasalarda aktif görevden gelmektedir. Bütün önemli oyuncuları şahsen tanımaktadır. Bunların Türkiye’ye bakışını etkileyebilecek konumdadır.
Sanayi Bakanı Çağlayan, Türkiye’nin ikinci büyük kentinde sanayi odası başkanıdır. Türkiye iş aleminin en yaygın örgütü TOBB’da Başkan Yardımcısı’dır. Ekonominin can damarını oluşturan küçük ve orta boy işletmelerin sorunlarına birinci elden vakıftır.
Ekonomik koordinasyondan sorumlu Devlet Bakanı Ekren, İstanbullu ve akademik iktisatçıdır. Gene bürokrasi dışındandır. Kariyerinde makro konular öne çıkar. Liberal ekonomi politikalarından yanadır.
İlk intibalar
Birinci AKP iktidarının en başarılı olduğu alan maliye politikası idi. Yüksek faiz dışı fazla hedeflerinin üstüste tutturulması bugünkü istikrarın temel nedenidir. Maliye Bakanı Unakıtan’ın bu başarıda payı büyüktür. Görevini koruması bence yeni hükümet döneminde de mali disiplinden taviz verilmeyeceğinin işaretidir.
Hazine’ye Şimşek’in gelmesi yeni hükümetin uluslararası mali piyasalarla iyi geçinme arzu ve iradesini yansıtmaktadır. Bu da bana makro politikanın temel çerçevesinin ilk dönemdeki gibi devam edeceğini düşündürüyor.
Çağlayan’ın Sanayi Bakanlığı’nı Başbakan’ın önümüzdeki dönemde istihdamla ilgili sorunlara ağırlık vermek istediği şeklinde değerlendiriyorum. Türkiye’de istihdamın motoru küçük ve orta boy işletmelerdir.
Ya Ekren? Muhtemel dış kökenli mali sorunlar karşısında ekonominin güçlendirilmesi, yapısal reformların başarı ile hayata geçirilmesine yakından bağlıdır. Ekren’in bu görevi üstlendiğini düşünüyorum.
Yeni hükümete başarılar diliyorum.
Yeni hükümet
Haberin Devamı