Yeni dönemde büyüme modelleri

Haberin Devamı

Dani Rodrik’in Forum İstanbul’da yaptığı konuşmayı özetliyoruz. Perşembe günü küresel kriz analizine baktık. Esas darboğazı küresel politika eşgüdümünde görüyor. Kriz sonrasında büyümenin yavaşlamasını ve mali küreselleşmenin gerilemesini bekliyor.

Buradan yeni ortamın Türkiye’nin de aralarında bulunduğu gelişen ülkeleri nasıl etkileyeceği sorusuna geçiyor. İlk bakışta olumsuz dursa bile, aslında sonucunun pekala olumlu olabileceğini söylüyor.

Bunun için iki koşula dikkat çekiyor. Biri büyüme dinamiklerinin iyi anlaşılmasıdır. Verimlilik ve teknoloji öne çıkıyor. Diğeri hükümetlerin doğru büyüme stratejileri uygulamalarıdır.

Bu bağlamda, küresel krizin gelişen ülkeler için bir fırsat oluşturduğunu düşünüyor. Neden? Çünkü yeni küresel konjonktürde geçmişte uygulanan “kötü” büyüme modellerini sürdürme olanağı kalmıyor.

“Kötü” büyüme modelleri

Rodrik iki “kötü” büyüme modeli tanımlıyor: Hammadde ihracatının çektiği büyüme ve dış borçlanmanın (ya da dış kaynağın) çektiği büyüme. Türkiye ikinci kategoriye giriyor.

İlkine Afrika ve Latin Amerika ülkelerinin son 10 yılını örnek veriyor. Büyüme doğal kaynak avantajlarına dayanıyor. Tarım ve madencilik ürünleri ihracatı ile gerçekleşiyor. Üç önemli sorunun altını çiziyor.

Bu ürünlerin fiyatları çok oynak ve uzun dönemde düşüyor. Sanayi ve teknolojiyi geri planda bırakıyor. Siyaseti rant dağılım mekanizması haline dönüştürüyor. Neticede hızlı büyüme sürdürülemiyor.

İkincisine örnek olarak 1970’lerde Latin Amerika’yı, son dönemde AB’nin çevresinde yer alan ülkeleri ve Türkiye’yi gösteriyor. Model kısa dönemde firmaların kaynak sorununu hafifleterek hızlı büyüme sağlıyor.

Özelliklerini birinci elden biliyoruz: Değerli yerli para ve büyük dış açıklar. İnşaat ve gayrimenkul gibi “yanlış” sektörler gelişiyor. Sanayi örseleniyor. Birgün dış kaynak gelmiyor ve büyüme duruyor.

Yeni dönem “kötü” modelleri tasfiye ediyor. Yavaş büyüme hammadde fiyatlarını vuruyor. Mali akımların gerilemesi dış kaynağı kurutuyor.

“İyi” büyüme modeli

Böylece Rodrik’in “iyi” büyüme modeline geliyoruz. Yapısal dönüşümün çektiği büyüme modeli adını veriyor. Örnek olarak Japonya, Kore, Çin ve Hindistan’ı veriyor.

Bir yanda düşük verimli tarım ve enformel kesim var. Bunlara geleneksel kesim diyor. Öte yanda imalat sanayi, dış ticarete konu hizmetler ve sanayileşmiş tarım var. Ona modern kesim diyor.

Sanayi politikaları modern kesimde yatırımların artırılmasına odaklanıyor. Temel politika aracı düşük değerli yerli para oluyor. Gelişmiş ülkelerin ürettikleri mal ve hizmetlerin ihracatı teşvik ediliyor. Hızlı yapısal dönüşüm sağlanıyor.

Rodrik, bu modelin yeni dönemde de başarısını sürdüreceğini düşünüyor. Çin’in dış fazlaları ile ilgili eleştirilerine yerim kalmadı. Türkiye’ye bakarken kısaca değineceğim.


DİĞER YENİ YAZILAR