Bugün kullanılan milli gelir serisinin başlangıcı 1987’ye gidiyor. Milli gelir muhasebesini hatırlatalım.
Üretim ve harcama önce cari fiyatla hesaplanıyor. Sonra deflatör denilen enflasyon ölçüsü ile 1987 fiyatlarına çevriliyor. O seriden büyüme hızı bulunuyor.
Aslında daha gerçekçi bir milli gelir serisi için baz yılını bugüne yaklaştırmak gerekiyor. Bir süredir bu çalışma TÜİK tarafından sürdürülüyor. Maalesef bir türlü sonuçlanmadı. Belki bu yıl biter. 1987’den 2006’ya tam 20 yıl ediyor. Tek seri olmasının avantajları da var. Seriler arası geçiş sorunları olmadan dönemin tümünü görmeye izin veren bazı istatistik araçları kullanabiliyoruz.
20 yılın hikayesi
Bugün 1987-2006 döneminde büyüme eğilimlerine bakmak istiyorum. Uzun dönem eğilimleri kısa dönem dalgalanmalardan ayırdetmek için şu sıralarda en yaygın kullanılan yönteme başvurdum. Daha önce de kullanmıştım. Önce sabit fiyatlarla üç aylık GSMH’dan mevsimlik etkileri Tramo-Seats yöntemi ile temizliyoruz. Sonra bunlara Hedrick-Prescott filtresini uygulayarak kısa dönemli dalgalanmaları ayıklıyoruz. Uzun dönemli büyüme eğilimlerini elde ediyoruz.
Sonuçlar aşağıdaki grafiktedir. Büyüme eğilimi açısından son 20 yılı üç ayrı döneme ayırabileceğimiz derhal görülüyor. Grafik, bu anlama ekonominin son 20 yılının hikayesini özetliyor.
1987-1997 arasında ekonomi yüzde 4 civarında bir hızla büyüyor. Fiili büyümenin çok dalgalanmasına rağmen dönem içinde ortalamanın istikrarlı kaldığını saptıyoruz. 1998-2000 arasında ortalama büyüme hızla düşüyor. 2000’de dibe vuruyor: Yüzde 1.
2001’den sonra büyüme tekrar toparlanıyor. 2003’de 1987-1997 dönemini yakalıyor. 2005’de yüzde 6.7 ile tepe noktasına çıkıyor. Sonra yavaş bir inişe geçiyor. 2006 sonu itibariyle yüzde 6.5 oluyor.
Dün ve bugünden yarına
Grafiğe bakarak ikisi geçmişe, biri geleceğe yönelik üç gözlem yapmak istiyorum. Dünü anlamanın yararlarını her fırsatta vurgularım. Yarınla ilgili soruların özellikle bu günlerde daha da önem kazandığı biliniyor.
Bir: Grafik krizin tarihini netleştiriyor. Türkiye’nin esas ekonomik krizi 1998’de başlıyor. Ortalama büyüme hızının yüzde 1’e indiği 2000’de dibe vuruyor. 2001 ise krizden çıkış dönemine raslıyor.
İki: 2001 sonrasında büyüme eğilimi 1987-1997 dönemine kıyasla ciddi şekilde yükseliyor. Enflasyonla mücadele ve yapısal reform çabalarının bu büyüme hızını artırıcı olumlu etkisi sanırım artık daha iyi kavranıyor.
Üç: Buna karşılık yeni uzun dönem büyüme eğiliminin mutlak düzeyi konusunda hala belirsizlik görülüyor. Çünkü 2006’da büyüme eğilimi aşağıya dönüyor. Acaba ortalama büyüme hızındaki bu düşüş geçici mi? Yoksa kalıcı mı? Kalıcı ise yeni büyüme eğilimi nerede istikrar kazanacak?
Soruların önemi bence çok açıktır. Grafik onlara cevap vermiyor. Ama sorma fırsatını yaratıyor.
Uzun dönemde büyüme
Bugün kullanılan milli gelir serisinin başlangıcı 1987’ye gidiyor. Milli gelir muhasebesini hatırlatalım
Haberin Devamı