Ülke-risk konferansı

İhracatı desteklemeye yönelik kurumlardan biri ihracat sigortalarıdır. Az çok her ülkede raslanır. İhracatçı ithalatçıya kredi açmakta çekiniyorsa sigorta devreye girer. İthalatçının borcunu ödememesi riskini üstlenir

Haberin Devamı

İhracatı desteklemeye yönelik kurumlardan biri ihracat sigortalarıdır. Az çok her ülkede raslanır. İhracatçı ithalatçıya kredi açmakta çekiniyorsa sigorta devreye girer. İthalatçının borcunu ödememesi riskini üstlenir.

Örneğin bir küçük ve orta işletme makine-teçhizat yatırımları için uzun vadeli krediye ihtiyaç duysun. Üretici-ihracatçı firma ya da banka olayı riskli bulsun. İhracat sigortası geri ödemede sorun çıkması riskini üzerine alır.

Fransız ihracat sigortası kurumu Coface tüm dünyada çok aktiftir. Uzun süredir Türkiye ile iş yapıyor. İstanbul’da ofisi var. Verdiği krediler çok sayıda işletmenin büyüyüp gelişmesine önemli katkılar yapmıştır.

Toplantının programı
Coface her yıl ocak ayında Paris’te bir günlük “Ülke-risk Konferansı” düzenliyor. İzleyiciler büyük ölçüde Fransız iş âlemi oluyor. Sadece sanayi şirketleri değil, başta bankalar, hizmet şirketleri de katılıyor. Bu yıl salonda 1000’e yakın izleyici vardı.

Konferansın sabah oturumu seansı ekonomik ve politik bir ufuk turu ile başladı. Ardından büyük ekonomilerin sorunlarına geçildi. Sırası ile ABD, AB ve Japonya için konjonktür tahminleri verildi. İlginçtir ki Çin de bu bölümde incelendi.

Seansın sonunda Coface gelişmiş ülkeler için “raiting” adı verilen kredi-risk değerlendirmelerini açıkladı. Daha önemlisi, sektörel bazda risk sıralaması yapıldı. Hangi sektörlerde risklerin arttığı hangilerinde azaldığı anlatıldı.

Gelişen ülkeler öğleden sonra oturumuna konu oldu. Yükselen piyasalara yönelik genel analiz ve tahminlere ek olarak her yıl bir ya da iki ülke için özel sunum yapılıyor. Bu yıl Türkiye, Rusya ve Nijerya’yı seçmişler. Ben Türkiye sunumunu yaptım.

Petrol ihracatçısı ülkelerin sorunları üzerine ilginç bir sunumdan sonra Coface gelişen ülkeler için kredi-risk değerlendirmelerini açıkladı. Yine sektörel bazda risklerin dağılımı ve sıralaması anlatıldı.

Neden Türkiye?
Türkiye “Ülke-risk Konferansına” ilk kez konu olmuyor. Ocak 2002’de yapılan toplantıda da yer almıştı. Sunumu yine ben yapmıştım. Nedenini tahmin edebiliyorsunuz. 2001 krizi sonrasında Türkiye’ye güvenin dibe vurduğu döneme denk geliyor.

O günden ilginç bir anım var. 2002 tahminlerim Coface’a kıyasla daha olumlu idi. Konuşma sonrasında baş iktisatçıları beni “aşırı iyimser” bulduğunu söyledi. Biraz atıştık. Halbuki 2002 sonuçları benim beklediğimden çok daha iyi oldu.

Bu yıl konuşmamda hatırlattım. O da benim haklı çıktığımı kabul etti. Ama altta da kalmadı. “Zamanlamaya dikkat; son kez kriz sonrası çağırmıştık, bu kez kriz öncesi çağırmış olmayalım!” dedi. Şaka gibi duruyordu ama aklıma takılmadı desem yalan olur.

DİĞER YENİ YAZILAR