Mali piyasalar İrlanda şokunu nispeten hafif atlatmışa benziyor. Doğal olarak borsalarda bir miktar hasar bıraktı. Kore gerginliği ile birleştiği için tam ayırt edemiyoruz.
Neticede döviz piyasalarında dolar değer kazandı. Parite 1.33’ü gördü.
İrlanda krizi iktisatçıların ilgisini çekiyor. İrlanda otuz yıldır Avrupa’nın en başarılı ekonomisi idi. Kısa sürede, kişi başına gelir ve refah liginin tepesine tırmandı. “Kelt mucizesi” diğer ülkelere örnek gösteriliyordu. Bu hallere nasıl düştü? Hoş bir bilmece.
Kredi değerlendirme kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu gıdım gıdım yükseltiyor.
Bu iş iyice komediye dönüştü. Türkiye’nin temel göstergelerini başka ülkelerle (İrlanda?) karşılaştırmak yeterlidir. Adama ‘günaydın’ derler.
Medyada sürekli Türkiye’nin yaşadığı tüketim çılgınlığına örnekler yayınlanıyor. Türkiye’den gelen yüksek talep lüks otomobilde Noel tatilini kısaltmış... Monaco’dan İstanbul’a her sabah uçakla şekerleme yollanıyormuş... Hayra alamet değildir.
Sıkı maliye politikası
İrlanda tartışmaları bütçe açığına ve kamu borcuna odaklanıyor. Hükümet bir yandan vergileri artırırken aynı anda harcamalarda radikal kısıntılara gidiyor. Böylece kamu borcundaki hızlı artışı en azından durdurmaya çalışıyor.
Yazı arşivime baktım. Aylardır bütçeyi ve kamu borcunu ihmal etmişim. Daha doğrusu gerek görmemişim. Çünkü bugün itibariyle Türkiye’nin kamu maliyesinde bir sorun yok. Yakın gelecekte de görülmüyor.
Ayrıntılarına daha önce bakmıştık. 2008 sonu ve 2009 ilk yarısındaki sert küçülme döneminde maliye politikası gevşetilmedi. Hatta 2009 sonunda ufak çapta bir sıkılaştırmaya gidildi. Dünyada örneği çok azdır.
Maliye politikasının ne ölçüde sıkı ne ölçüde gevşek olduğunu izlemenin bir yolu kamu borcunun seyrine bakmaktır. Hatırlatalım. Tanım gereği, bütçe açığı borç artışına eşittir. Başka türlü olması mümkün değildir.
Eylül sonu itibariyle merkezi yönetim brüt borç stoğunu Hazine yayınladı. Bütün kamu kesimini kapsamıyor. Onun için gecikme ile açıklanan net borç stoğunu bekliyoruz. Ama sık kullanılan “AB tanımlı borç stoğu ” ile az çok aynıdır.
Reel borç sabit
Arşive bakarken uzun süredir tablo ve grafik kullanmadığımı da fark ettim. Özleyen okuyucularım olabileceğini düşündüm. 2001, 2009 ve Eylül 2010 verilerini bir tablo halinde aşağıda veriyorum.
İlk üç sütun cari borç tutarlarıdır. Dördüncü sütun Eylül’de brüt kamu borcunun TL ve döviz arasında dağılımıdır. Dörtte üçü TL, dörtte biri döviz cinsinden çıkıyor. Son iki sütunda borcun reel değişimi yer alıyor. Enflasyondan TÜFE ile arındırıyorum.
2010’un ilk çeyreğinde reel borç stoğunun sabit kaldığı görülüyor. Aynı dönemde bütçenin reel açık vermediği anlamına gelir. 2001’e kıyasla daha da çarpıcı bir sonuç ortaya çıkıyor. Reel borç yüzde 2 azalıyor. Dokuz yılın toplamında bütçe fazlası demektir.
Mevcut faiz düzeyinde yabancıların TL tahvillerini neden çok sevdiklerini tablo çok iyi özetliyor.
2001 Yıl 2009 Yıl Sep-14 Dağılım 2010 reel 2010-2001
milyar TL Sonu Sonu değişim (%) reel değişim (%)
Toplam TL Borcu 79 313 339 74 3 63
Toplam Döviz Borcu 99 129 122 26 -10 -54
Dış Borç 56 112 113 25 -3 -24
Dövizle İç Borç 44 17 9 2 -50 -92
Toplam Borç 178 442 461 100 0 -2
Dolar kuru (YTL) 1.44 1.51 1.45 -4 1
Üçüncü çeyrekte kamu borcu
Haberin Devamı