Para Politikası Kurulu -PPK-16 Haziran toplantısının raporu açıklandı. Hatırlatalım. PPK çeyrek puan indirim bekleyen piyasayı gene şaşırmış, gecelik faizleri yarım puan düşürmüştü.
Tefsirlere baktım. Faiz indirimlerinin yavaşlayabileceği hatta durabileceği yönündeki ifadeler öne çıkartılmış. Mağlup pehlivan güreşe doymazmış. Bence PKK net şekilde enflasyondaki düşüşün ve faiz indirimlerin süreceğini söylüyor.
Yaşanan ağır resesyonun Türkiye ekonomisinde enflasyon ve dış açık tehditlerini ortadan kaldırdığını çok açıktır. Perşembe’nin gelişi Çarşambadan belli olurmuş. Kasım’dan itibaren dikkatleri artan deflasyon risklerine çekiyorum.
İlk kez deflasyon
Enflasyon ve deflasyon frenkçe aynı kökten türüyor. İlki şişme, artma, yükselme, ikincisi sönme, azalma, düşme anlamına geliyor. Örneğin 100 liraya dolan sepet sonraki dönemde 101 liraya dolarsa enflasyon, 99 liraya dolarsa deflasyon oluyor.
Ancak, deflasyon sözcüğünün kullanımı fiyatlar genel seviyesi ile sınırlı değildir. Tüm nominal büyüklüklere uygulanır. Mevcut konjonktürde bunlardan ikisi öne çıkıyor. Firma cirosunda düşüşe gelir deflasyonu, ücretlerde düşüşe ücret deflasyonu denir.
Fiyat, gelir ve ücret deflasyonu birbirini besler. Tahmin edileceği gibi, Türkiye’nin bilmediği bir olaydır. Çünkü geçmişte kriz ve resesyonları fiyatlarda hızlı yükselişler izlemiştir. Dolayısı ile reel gelir ve ücretler düşse bile nominal olarak ikisi de artmıştır.
Son 10 yılda enflasyonla mücadelede kaydedilen başarı bu kez durumu değiştirdi. Türkiye resesyona düşük ve düşen fiyat enflasyonu ile girdi. Dolayısı ile ilk kez gelir ve ücret deflasyonu ihtimali belirdi.
Salı günü ilk çeyrek milli geliri yayınlanıyor. Daha önce uyarmıştım. Cari fiyatlarla milli gelirin geçen yılın altında çıkmasını bekliyorum. Böylece Türkiye’nin fiilen gelir deflasyonu sarmalına girdiği kesinlecektir.
Ücretler düşüyor
TÜİK yeni seriler başlattı. Sanayi ve ticaret-hizmet için 2005 bazlı üçaylık göstergeler yayınlıyor. İçinde brüt ücret-maaş endeksi yer alıyor. 2007’de sonrasını kapsadığı için mevsimlik etkiyi düzeltemiyoruz. Ana eğilim o kadar belirgin ki gerek de kalmıyor.
Sanayiye odaklanalım. Brüt-ücret maaş endeksi 2007’de ve 2008’in ilk üç çeyreğinde yükseliyor. Yani nominal ücretler artıyor. Sonra, 2008’in son çeyreğinde hafif, 2009’un ilk çeyreğinde sert şekilde geriliyor. Yani Ekim’den itibaren ücretler düşüyor.
Sayıları verelim. Nominal ücretler ilk çeyrekte geçen yılın yüzde 4, bir önceki dönemin ise yüzde 8.5 altında çıkıyor. Ücretin zirve yaptığı 2008’in üçüncü çeyreğine göre düşüş ise yüzde 9 oluyor. Buna kelimenin tam anlamı ile ücret deflasyonu denir.
Yazının başındaki para politikası ve enflasyon tartışmasına bağlayalım. Ücret deflasyonu fiyat deflasyonu tehlikesine işarettir. Çünkü hem maliyetlere hem iç talebe aşağı yönlü baskı yapar. Yerim bitti; hizmet-ticaret kesimi ve reel ücret başka yazıya kaldı.
Ücret deflasyonu
Haberin Devamı