İçeride mali piyasalarda olumlu hava sürüyor. Gösterge tahvilin faizi dün yüzde 6,05’e kadar geriledi. Düşecek yer kalmadı gibi duruyor ama piyasa şaşırtmaya devam ediyor. Döviz sepeti de dün biraz (1 krş.) gevşedi.
Halbuki reel ekonomide işler iyi gitmiyor. Mevsim etkisinden arındırılmış kapasite kullanımı kasımda son iki yılın en düşük düzeyine geriledi. İnşaat, hizmet ve perakende sektör güven endeksleri de düştü. Sadece reel kesim güven endeksi biraz yükseldi.
Merkez Bankası üç ayda bir imalat sanayinde yatırım anketi yapıyor. Üçüncü çeyrek sonuçlar yayınlandı. Yatırım eğilimi düşüyor. Ancak orta boy firmaların (çalışan sayısı 250-500 kişi arasında) yatırım planlarında artış görülüyor.
Yarın ekim dış ticaret verileri açıklanıyor. CNBC-e anketinde ihracat 13 milyar dolar, ithalat 21 milyar dolar, açık 8 milyar dolar çıktı. Kurban Bayramı etkisi ile daha düşük gelebilir.
Dışarıda Yunanistan kritik bir tarihi daha atlattı. Almanya ve müttefikleri “havuç-sopa” stratejisinden vazgeçmiyor. İki taraf da geleceğe oynuyor. Sorun çözülmedi ama Yunanistan’ın 2012’yi euro’dan çıkmadan bitirmesi kesinleşti.
CERN üyeliğine destek
Teknoloji Türkiye’nin gündeminde özel bir yere sahiptir. Bilimsel gelişmenin ve teknoloji üretiminin önemi her fırsatta vurgulanır. İhracattan fakirliğe, adeta tüm sorunların sihirli çözümü şeklinde sunulur.
Dolayısı ile Türkiye’nin Avrupa Nükleer Araştırma Teşkilatı (CERN) üyeliğinden vazgeçebileceği haberi çok ses getirdi. Nedeni de garip durdu. Yılda 70 milyon TL civarında bir maliyeti vardı. Karşılığını alamayacağımız düşünülüyordu.
Bilimsel araştırma harcamaları iktisatta “pozitif dışsallık” kavramı ile ele alınır. Nedeni getirisinin belirsiz olmasıdır. Ekonomiye somut etkisini ölçmek imkânsız denecek kadar zordur. Katkısı beklenmedik yer ve zamanda ortaya çıkar.
Aslında bilimsel gelişmişlik düzeyi ile verimlilik arasındaki ilişki simetrik değildir. Bilimsel gelişmişliğe rağmen düşük verim mümkündür. Sovyetler Birliği örnektir. Ama tersi doğru değildir. Yüksek verimlilik mutlaka bilimsel gelişmişlik gerektirir.
Lafı uzatmayalım. Olay Türkiye’ye hiç yakışmadı. Kişi başına yıllık maliyet 1 TL’dir. Uzun dönemde bunun çok üzerinde yararı olacağı bence çok açıktır. Kamuoyu hükümete CERN üyeliği için mutlaka baskı yapmalıdır.
İngiltere hep şaşırtır
İngiltere demokrasinin ve sanayi toplumunun beşiğidir. Sui generis (kendine özgü) bir ülkedir. Geleneklere bağlılığı, Kraliçesi, Lordlar Kamerası, tersten giden trafiği, aykırı ağırlık ve uzunluk ölçüleri, özel okullara “kamu okulu” denmesi vs, liste uzundur.
İngiliz Merkez Bankası (Bank of England 1694’te kuruldu. 318 yıldır başkanı (guvernör) Majestelerinin tebaası arasından seçildi. Bu yıl gelenek bozuldu. Kanada vatandaşı Mark Carney başkan atandı. Başkanın gazete ilanı ile arandığını da ekleyelim. 4 Eylül’de yazmıştım.
Değerlendirmeyi size bırakıyorum.
Türkiye nerede İngiltere nerede
Haberin Devamı