Trafik üstüne çeşitleme

İstanbul’da yaşayanların trafik şikayetleri son günlerde medyanın olağan haberleri arasında girdi. Büyük çoğunluk gibi, ben de aynı dertten muzdaribim

Haberin Devamı

İstanbul’da yaşayanların trafik şikayetleri son günlerde medyanın olağan haberleri arasında girdi. Büyük çoğunluk gibi, ben de aynı dertten muzdaribim. Normal koşullarda yarım saatlik yolu iki saatte katetmeye alışmaya çalışıyorum. Eski yazılarımı taradım. Nisbeten muntazam aralıklarla trafik üstüne yazmışım. Sorunun farklı cephelerine değinmişim. Yol-araç uyumsuzluğunu, vatandaşın kurallara aykırı davranışını, toplu taşım yetersizliğini, vs. incelemişim.

Bilgi Üniversitesi’nde birinci sınıf İktisada Giriş dersinde ünlü bir Amerikalı hocanın, G.Mankiw’in kitabını okutuyoruz. Kitapta büyük kentlerin trafik sorununa farklı bir çözüm deneyimi anlatılıyor. Geçen hafta o bölümü yaptık. Okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

Fiyat mekanizması ve trafik
Bölüm alt başlığı “Müşterek Kaynaklar”. Her isteyenin kullanabileceği ama her kullananın diğer kullanıcılara kalan kısmı azalttığı türden hizmetlere bu ad veriliyor. Boş bir yol “kamu malı” oluyor. Trafik sıkışınca müşterek kaynak statüsüne geçiyor.

Mankiw bir diğer ünlü iktisatçının, Lester Thurow’un 1996’da yazdığı bir makaleyi özetliyor. Ben de aşağıda özetin özetini yapacağım. Analiz önemli bir gözlemden yola çıkıyor. Dünyanın bütün büyük kentlerinde trafik sıkışıklığı yaşanıyor. Bunun yolların azlığı ya da çokluğu, kavşakların niteliği, araç sayısı ya da kamu taşımacılığı ile ilişkili olmadığı derhal görülüyor. Sorun büyük kent merkezinin özelliğinden kaynaklanıyor. Çünkü tanım icabı kent merkezinde hiçbir zaman yeterince yol olamıyor. Her tarafı yol yapmaya kalkarsanız kent merkezi ortadan kalkıyor. Kent merkezini ilginç kılan bina çokluğu diyebiliriz.

İktisatçıların trafik sıkışıklığına daima teorik bir çözümü vardır. Nedir? Bekleneceği gibi arz-talebin yani fiyat mekanizmasından yararlanılmasıdır. Bir yolun kullanılmasından arz-talebe göre bedel alınması trafik sorunun bitirecektir.

Singapur deneyimi
Kent devlet Singapur on yıldır (şimdi 20 olmalı) böyle bir sistemi kullanıyor. Her araca bizim OGS gibi bir sayaç takılıyor. Kentin yollarına bu araçları okuyan aletler konmuş. Ayrıca bilgi panoları yerleştirilmiş. Bunlar güçlü bilgisayarlara bağlı.

Bilgisayar her yola doğru giden aracı sayıyor. Ne ölçüde trafiği yavaşlatacağını hesaplıyor. Ona göre o yolu kullanmaya bir fiyat biçiyor. Fiyatı panoda gösteriyor. Girenden bedelini otomatik tahsil ediyor.

Sıkışıklık sürerse fiyatı yükseltiyor. Sıkışıklık hafifleyince kadar yükseltmeye devam ediyor. Trafik rahatlayınca fiyatı düşürüyor. Akış normalleşince fiyatı sıfırlıyor. Velhasıl talebi yüksek yol/zaman için fiyat yüksek, talebi düşük yol/zaman için fiyat düşük oluyor.

Sürücüler araç kullanma planlarını bu bilgiye göre yapıyorlar. Zorunlu olmadıkça kalabalık yollara girmiyorlar. Kent içi hareketlerini bedelini düşünerek ayarlamaya çalışıyorlar. Sistem çalışıyor mu? Evet. Trafik günün her saatinde akıyor. Çünkü yolları sadece bedelini ödemeye razı olanlar kullanıyor. Bunda şaşırtıcı bir şey yoktur. Piyasanın çalıştığı yerde kuyruk oluşmaz. Fiyat yükselir.

Böylece trafik keşmekeşinin araç, yol, metro, vs. fizik koşullardan kaynaklanmadığı anlaşılıyor. Dolayısı ile çözüm de onlardan geçmişor. Sorun fiyat mekanizmasının işlemesine izin verilmemesidir. Çözüm de oradadır.

DİĞER YENİ YAZILAR