TL, ‘euro’ya karşı

Haberin Devamı

New York’u vuran tropik fırtına küresel piyasaların keyfini kaçıramadı. ABD’de reel ekonomiden iyice haberler geliyor. Euro krizi bile eski yoğunluğunu kaybetti. Çin’de yavaşlamanın sınırlı kalma ihtimali belirdi. Likidite de bol...

Olumlu dış koşullara içeride kredi notunda artış beklentisi eklendi. Borsa rekor kırdı. Tahvil faizi yüzde 7,1’i gördü. Merkez Bankası’ndan gelen gevşeme işaretlerine rağmen döviz sepeti 2.06 TL’ye geriledi.

Eylül dış ticaret verileri TÜİK tarafından açıklandı. Piyasa 6.1 milyar dolar açık öngörüyordu. 6.8 milyar dolar geldi. İhracat artıyor ama ithalat düşüşü yavaşladı. Üçüncü çeyrek dış ticaretini ayrı bir yazı konusu yapacağım.

Gözünüzden kaçmış olabilir. Dünya Altın Konseyi’nin Türkiye için altın stoğu tahmini Bloomberg’de yayınlandı: 5500 ton altın bugünkü fiyatla 300 milyar dolar ediyor. Türkiye’nin satacak altını çok anlaşılan.

Euro’nun neresindeyiz?

Bir süredir Türkiye’nin AB üyeliği üzerine yazmak istiyordum. Tam anlamı ile yılan hikâyesine dönüştü. AB’nin yakın gelecekte Türkiye’yi içine alacak hâli olmadığı açıktır. Mevcut birliğin dağılmasını engellemek tüm enerjilerini emiyor.

Aslında Türkiye’nin de fazla acelesi yoktur. Geciken üyeliğin ekonomiye etkisi sınırlıdır. AB’nin ekonomik özü Gümrük Birliği’dir. Siyasi üyelikle eşanlı gerçekleşir. Türkiye istisnadır. Gümrük Birliği’ne on yedi yıl önce (1995 sonunda) girdi.

Parasal birlik (euro) apayrı bir projedir. Başta İngiltere, projeye ilke düzeyinde karşı çıkan AB üyeleri vardır. Bu kriz siyasi birliğin güçlenmesi ile çözülürse, euro da AB’nin “mütemmim cüzü” olabilir. Hâlen değildir.

Bunları neden anlatıyorum? Türkiye’nin bugün euro’ya katılması iki taraf açısından da mümkün değildir. Dolayısı ile “AB’ye evet ama euro’ya hayır” içeriği zayıf bir slogandan ibarettir. Statükonun devamı anlamına geliyor...

AB üyeliğinin gerçekleşmemesi Türkiye’yi zor bir tercihle karşı karşıya bırakır. Gümrük Birliği’ne devam edilecek mi? Yoksa çıkılacak mı? Esas cevaplandırılması gereken sorular budur. Çok özenli bir maliyet-fayda analizi gerektirir.

Euro TL’yi yener

Başbakan Erdoğan’ın Almanya’da yaptığı açıklama bu nedenle ilgimi çekti. “Biz de TL bölgesi kurar, mutlu yaşarız” demeye getiriyor. Gümrük birliğinden de çıkmayı mı öneriyor? Yoksa sadece euro’ya girmemeyi mi? Tam anlaşılmıyor.

TL’nin bir gün euro gibi güçlü bir para birimi olabileceğini düşlemek insana keyif verebilir. İtiraz etmem. Ama neticede bir hayaldir, o kadar. Euro Bölgesi 15 trilyon dolarlık bir ekonomidir. Sıkıntılarına aldanmayın. Geçicidir, bir şekilde çözülür.

Türkiye son on yılda çok büyük bir dönüşüm gerçekleştirdi. Doğru işler yaptı. Hızlı büyüdü. Mali istikrarı sağladı. Gurur duymak hakkımızdır. Ama ekonomide kendi gücünü abartmanın bedeli ağırdır. Ünlü öküz ve kurbağa hikâyesini hatırlatırım.

DİĞER YENİ YAZILAR