Makro göstergelerin büyük bölümü aylık yayınlanıyor. Bazılarının ayrıntısına giriyorum. Diğerlerine sıra daha seyrek geliyor. Ama yerim oldukça arada kısaca değinmeye çalışıyorum.
Aralık istihdam verisi çıktı. İşsizlikte eğilim kırılması belirginleşiyor. İşsizlik oranı üç yıldır önceki yılın altında geliyordu. İki aydır artıyor. Takvim ve mevsim etkisi arındırılmış oran yüzde 9.6’ya ulaştı. On dört ayın en yükseğidir.
Şubat bütçe sonuçları açıklandı. Kötü haber: faiz-dışı harcama hızlı artıyor. İyi haber: faiz dışı harcama hala vergi gelirinin altında kalıyor. Ayrıca faiz harcaması da düşüyor. Yani sıkı maliye politikasından sapma işareti görülmüyor.
Ocak dış ticaret miktar endeksleri yayınlandı. Yararlı bir güncelleme yapıldı. Temel yıl 2003’den 2010’a taşındı. Takvim ve mevsim etkisi arındırılınca bir önceki aya göre ihracatta cüzi gerileme, ithalatta ise güçlü artış çıkıyor. İyi haber sayılmaz.
Barışa omuz ver
Önemli siyasi konularda tarihe not düşmeyi severim. Görüşümü ve tavrımı açıklarım. “İmralı sürecini” bir türlü yazamamıştım. İki gündür gazetelerde çok sayıda imza ile yayınlanan ilan iyi bir fırsat oldu.
Başlık bence yeterince açıklayıcı: “Barışa Omuz Vermeye Çağırıyoruz”. Herkesi “geçmişten çıkarılan dersler ışığında bu zorlu büyük yürüyüşe katılmaya, destek olmaya, sorumlu davranmaya çağırıyor.”
Metni dengeli ve gerçekçi buldum. Tümü ile katılıyorum. Internetten kolayca ulaşılıyor: www.barisaomuzvermeyecagiriyoruz.net. İsteyen imza verebiliyor. En azından okumanızı ve ilk imzacılar listesine göz atmanızı öneriyorum.
Çeyrek final keyfi
Futbol sevenler için olağanüstü heyecanlı bir haftayı geride bıraktık. Hatırladığım kadar tarihi bir ilk de gerçekleşti. Türkiye Avrupa’nın iki büyük kupası çeyrek finalinde yer aldı. Doğrusu çok keyiflendim.
Sonrası biraz karışık... Malum, liseden Galatasaraylıyım. “Aman, Real hariç hangisi isterse çıksın” diyordum. Yöntemini bilsem uğur da yapardım. İşimiz gerçekten zor. Korkunun ecele faydası yok denir. Umudumu asla kaybetmeyeceğim.
Şundan bundan
Haberin Devamı