Bu yıl Eylül ayı gerçekten çok hareketli geçiyor. Önce Merkez Bankası’nın, ardından Fed’in faiz indirimleri benim yazı programını iyice aksattı. Örneğin Temmuz ödemeler dengesine bakma fırsatı kaçtı. Çünkü bir hafta sonra Ağustos dış ticareti açıklanıyor.
Benzer bir durum Temmuz sanayi üretimi ve Haziran istihdamı için de söz konusu. Dolayısı ile konjonktür analizi de mecburen gecikiyor. Bir bakıma benim işimi de kolaylaştırıyor. O arada dış koşullardaki belirsizliğin azalabileceğini umut ediyorum.
Hatırlatalım. 13 Eylül’de Merkez Bankası’nın 0.25 puan faiz indirimini destekledim. Hatta biraz geç ve az bulduğumu söyledim. Yani eleştiri korosuna katılmadım. Zaten Fed’in faiz indiriminden sonra o cephe aniden susuverdi.
8 Eylül’de Fed’in 0.25 puan faiz indirimine ise sıcak bakmadım. Ekonominin kısa ve uzun dönemli ihtiyaçları arasında kurmaya çalıştığı dengeyi gerçekçi bulmadığımı, toparlanmanın kısmi ve geçici kalacağını söyledim.
Dolar bir lira
Çifte faiz indirimi derhal döviz piyasasına yansıdı. Bir ay önce, 22 Ağustos’ta dolar 1.34 YTL, euro 1.81 YTL iken, Cuma güne dolar 1.22 YTL ve euro 1.73 YTL’ye geriledi. Yarım dolar yarım euro döviz sepetine göre TL bir ayda yüzde 6 değer kazandı.
Dolardaki düşüşün bir bölümü paritedeki değişimden kaynaklanıyor. Döviz sepeti ile hesaplayınca geçmiş yılların tümünde bu düzeyin altında olduğu günlere raslanıyor. Ama dolar kurunun psikolojik etkisi yüksek. Kimse sepete bakmıyor.
Sevgili dostum ve Ekodiyalog ortağım Mahfi Eğilmez 2006 başında “dolar bir lira” sloganını ortaya atmıştı. Tartışmalar sürerken Mayıs 2006 türbülansı geldi. Dolar 1.70 YTL’ye fırladı. Mahfi’ye özeleştiri yapmak kaldı.
Sonra ne oldu? Dolar bir kere daha tepetaklak inişe geçti. Yavaş yavaş 1,22 YTL’ye kadar geriledi. Üstelik bu düşüşün duracağına dair fazla işaret de yok. Yarın 1.20’nin altına gelebilir mi? “Hayır, gelmez” diyecek babayiğit olduğunu pek sanmıyorum.
İktisatçı tahminlerinde nasıl başarılı olur? Değer verince tarih, tarih verince değer vermeyerek. Galiba Mahfi’nin hatası tarih vermek olmuş. Yoksa doların bir liraya ineceğini herkesten önce görmüş.
Konut fiyatları
Martin Feldstein Harvard’ın ünlü iktisat profesörlerinden biridir. Başkan Reagan’ın Ekonomi Danışmanları Konseyi’nin ve benim de üyesi olduğum Amerikan Ekonomi Derneği’nin başkanlığını yapmıştı. Başkan Bush’un da danışmanıdır. Bir ay önce Fed tarafından düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmanın metni elime geçti. Toplantının konusu: konut fiyatları, likidite krizi, konjonktür ve para politikası. Aynı toplantıda Fed Başkanı Bernanke’nin de önemli bir sunumu var. Feldstein önemli bir gerçeği hatırlatmak ihtiyacını duyuyor. Konut fiytalarının yükselmesi aslında arsa fiyatlarının yükselmesidir. Konutun inşaat maliyeti bellidir. Şu ya da bu şekilde enflasyonu izler. Enflasyonun üstüne çıkan toprak rantıdır. Unutanlar olabilir, hatırlatmak istedim.
Şundan bundan
Haberin Devamı