Sıcakta kitap okunur

Haberin Devamı

Bu yaz hiç tereddütsüz çok sıcak geçiyor. Geçen hafta İstanbul’u vuran sıcak dalgasının benzerini ben hatırlamıyorum. Arabanın termometresi akşam üstü olmasına rağmen 43 dereceye yapışıp kalmıştı. Kış da zaten çok ılık geçmişti. Giderek artan sayıda bulgu dünyanın yeni bir ısınma dönemine girdiğini gösteriyor. Ortada insanlık için hayati önemde bir soru var. Isınma ne ölçüde doğal nedenlerden ne ölçüde modern toplumun doğaya karşı duyarsızlığından kaynaklanıyor?

Bilim adamlarının ezici çoğunluğu ikinci görüşü savunuyor. Doğrusu ya, söyledikleri bana da makul geliyor. Fosil enerji kaynaklarının kullanımı sırasında serbest kalan karbon gazlarının atmosferin hassas dengelerini bozduğuna inanıyorum.

Ya bu yazın sıcakları? Acaba küresel ısınmanın bir başka kanıtı olarak görebilir miyiz? Olabilir. Ama tümü ile bağımsız bir başka doğal dalga da pekâlâ mümkündür. Uzun dönemli trendleri kısa dönemli dalgalanmalardan ayırt etmek gerçekten çok zordur.

Kalp çarpar beyin böler

Yukarıdaki giriş “bu sıcakta canım ekonomi ya da siyaset gibi ciddi konular yazmak istemiyor” demek içindi. Biraz uzattım galiba. Sıcağın bir başka yan etkisi olarak kabul edilebilir. Bu sıcakta en iyi ne yapılır? Önce püfür püfür esen gölge bir yer bulunur. Buz gibi kola ya da ayran eşliğinde kitap okunur.

Size böyle birkaç kitap önerim var. Ama yazının giriş kısmını uzun tuttuğum için bugün birini ele alacağım. Diğerleri başka sıcak günlerin yazı konusu olacak.

Yankı Yazgan: “Kalp Çarpar Beyin Böler” (Kapital Kitapları, İstanbul 2007). Yazgan, on parmağına yirmi marifet sığdırmayı beceren bir tıp doktorudur. Sohbetinden büyük keyif aldığım sevgili bir dostumdur.

Bir ipucu vereyim. Meraklıları 1980’lerin Yeni Gündem dergisinde Sadık Özben imzalı köşeyi hatırlayacaklar. Murat Belge yazardı. Yanına çizgiler eklenirdi. Yankı’nın kaleminden çıktığını öğrendim.

İktisatçı yanım uzmanlaşma üstüne methiyeler düzmeyi çok sever. Gerçekten insanoğlunun bugünkü zenginliğinin gerisinde giderek daha dar alanlarda uzmanlaşma yatıyor. Derinliğine bilgi beraberinde büyük verim artışları getiriyor.

Ancak, sık sık olduğu gibi, bireysel düzeyde ağır bir bedeli de var. Uzmanlaşma insanın ufkunu daraltıyor. Potansiyel yaratıcılığını törpülüyor. Büyük bir makinenin kolay değiştirilebilir sıradan bir dişlisine dönüştürüyor.

Yankı, uzmanlığından taviz vermeden çok yanlı olmayı becerenlerden. Kitabı bana hem çok keyif verdi hem de derin düşüncelere sevketti. Bu yaz günü için tam kıvamında olmuş.

Okuyuculara tavsiye ediyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR