Seçim sonuçları ve ekonomi (1)

Haberin Devamı

Pazartesi sabahı telefonum hiç durmadı. Gazete ve televizyonların ekonomi bölümlerinden hep aynı soru geldi: Seçim sonuçlarının ekonomiye etkisini iki cümle ile özetleyebilir misiniz?

Böyle durumlarda çelişkili duygulara kapılırım. Bir yandan aranan kişi olmak hoşuma gider. Gizliden koltuklarım kabarır. Ama böyle önemli bir konuyu kısaca özetlemek meşakkatlidir. Aynı şeyleri çok kere tekrarlamak ise resmen sıkıcıdır.

Ekonomi aslında bu seçimin diğer ucunda da yer alıyor. Yani bir değil iki soru var. İlkini yukarıda söyledik. İkincisi de en az onun kadar ilginç ve tartışmalı duruyor. AKP’nin oy oranını yüzde 47’ye yükseltmesinde ekonominin etkisi nedir?

Şikâyet edenler nerede?

İkincisi ile başlamak istiyorum. Pazar gece yarısından sonra NTV’nin seçim programına katıldım. Sevgili dostum Güngör Uras kendi gözlemleri ile seçim sonuçları arasındaki çelişkiye dikkat çekerek çok önemli bir konuyu gündeme getirdi.

Herkes biliyor. Seçim öncesinde vatandaş sürekli şikâyet ediyordu. Esnaf, çiftçi, memur, işçi, emekli, tüm toplum kesitleri eskiye kıyasla çok daha kötü durumda olduklarını söylüyordu. Ekonomi iyi gidiyor, ben memnunum diyen ise adeta hiç yoktu.

Bu koşullarda AKP’nin bu kesimlerden aldığı oyun azalmasını beklemez misiniz? Halbuki seçim sandıkları açılınca tam tersi çıktı. Şikâyet edenlerin gidip oylarını AKP’ye verdikleri anlaşıldı.

Bu ilginç durumun birden farklı tefsiri olabilir. Yaygın görüşe göre bu seçimde ekonomi ikinci planda kaldı. Seçim sonucunda Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde askerden gelen darbe tehdidine toplumun tepkisi etkili oldu. Hasan Cemal “halkın muhtırası” dedi.

Gerçek payı olduğunu düşünüyorum. Asker ve laik seçkinler arasında zaten varolan demokrasi karşıtı eğilimlerin güçlendiği biliniyor. Bu hayati konunun seçmenin oy kararını etkilemesi çok normaldir.

Ekonomi önemlidir

Ancak, ona rağmen ekonominin bu seçimde de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Nedenini görmenin bir yolu tam tersine bakmaktır. AKP Hükümeti’nin ekonomiyi kötü yönettiğini varsayalım. Mali disiplin bozuluyor. Enflasyon azıyor, döviz tırmanıyor vs. ekonomik çalkantısı bol bir dönem sonunda seçime gidiliyor. Acaba askeri darbe tehdidi 22 Temmuz sonucuna yeter miydi? Benim cevabım hiç tereddütsüz “hayır” oluyor. Kanıt isteyenlere 3 Kasım 2002 seçimlerini hatırlatırım. Seçmen hükümetteki partileri neden barajın altında bıraktı diye sorarım?

Doğru teşhis doğru analizden geçer. İki nedenle ekonomi AKP’nin seçim başarısına ciddi katkı yapmıştır. Bir: AKP ekonomiyi yakın geçmişteki tüm iktidarlardan daha iyi yönetmiştir. İki: Muhalefet partileri, özellikle CHP ekonomik konularda çok zayıf kalmıştır.

Ekonomi ve seçim konusuna devam edeceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR