Özel tasarruflar

Haberin Devamı

Dünya borsaları haftayı ekside kapattı. Petrol fiyatı sakin; 124 dolar civarında geziniyor. Parite ilgimi çekiyor: son baktığımda tekrar 1.33’e yaklaşmıştı. Mali piyasada oyun bitmez. Herkes euro bölgesini eleştirir, ama gider euro alır!

İçeride para piyasaları karıştı. Önce döviz kuru kıpırdadı. Döviz sepeti 2.12 TL’yi gördü. Anlaşılan Merkez Bankası hoşnut kalmamış. Bankaların TL likiditesini kıstı. Ortalama fonlama maliyetini arttırdı.

Piyasa gafil avlandı. Salı toplanacak Para Politikası Kurulundan faiz koridorunun üst sınırında indirim bekliyordu (halen yüzde 11). Geçmişte olduğu gibi, Merkez Bankası gene istediğini aldı. Sepet kur 2.09 TL’ye geriledi.

Dilimde tüy bitti. Ekonomi yönetiminin eli güçlüdür. Hazine’nin borçlanma sorunu yoktur. Merkez Bankası likiditenin mutlak hakimidir. 2011’de TCMB’nin kar rekoru kırması (8.5 milyar TL) mali piyasanın sinirini bence açıklıyor.

Özel tasarrufun bileşenleri

Tasarruf bilmecesi ile devam ediyorum. Dış açık bir makro dengesizliğin sonucudur. Geri planda, ekonominin ürettiğinden fazla harcaması yatar. Yatırıma kıyasla tüketim yüksek demektir. Milli gelir muhasebesinde tasarruf yetersizliği şeklinde tanımlanır.

Geçen yazıda uzun dönemde kamu, özel ve toplam tasarrufun seyrine baktım. Yakın geçmişte kamu tasarrufu arttı. Ama özel tasarruf çöktü. Grafik özetliyor. On yıl önce özel tasarrufun milli gelire oranı yüzde 25’di. 2011’de yüzde 10.4’a indi. Çok vahimdir. ABD’nin altındadır. Yunanistan’dan çok uzak değildir.

Özel tasarruflar neden çöktü? Akla hemen tüketim geliyor. Fatura vatandaşın müsrifliğine kesiliyor. Özel tasarruf vatandaşın tüketmek yerine bankaya, altına, konuta, vs. yatırdığı gelirine indirgeniyor. “Hanehalkı tasarrufu” denir.

Ama özel tasarrufun tek kaynağı değildir. Üretici firmaların (şahıslar ve şirketler) net geliri sahiplere dağıtılan karın üzerindedir. Farkın bir kısmı mali sisteme girer. Yada doğrudan sermaye mallarına (makine, teçhizat, vs) dönüşür. “Kurumsal corporate tasarruf” denir.

Dikkat: milli gelirin “gayrisafi” yatırımı ölçer. Eskiyen makinanın yenilenmesi yatırımdır. Dolayısı ile “kurumsal tasarrufa” dahildir. Genellikle birikmiş amortismanlar kullanılır. Örnek: 2011’de trafiğe 43 bin kamyon kaydoldu. Gayrisafi yatırımdır. Kurumsal tasarrufa girer. Ama kamyon stoğu sadece 2 bin arttı.

Karanlıkta atış

Maalesef burada işler fena halde karışıyor. Çünkü Türkiye’de özel tasarrufların ayrıntılı verisi yok. Ne kadarını hanehalkı yapıyor? Ne kadarı kurumsal tasarruf? Oranlar son on yılda nasıl değişti? Cevap tek kelime: bilmiyoruz; en küçük bir fikrimiz yok.

Bu bilgiler tasarruf oranını arttırmayı amaçlayan politikaların saptanmasında kritiktir. Bir: hastalığı teşhis etmeden tedavi olmaz. İki: bir tarafı düzeltelim derken diğerini bozarsınız. Karanlıkta atıştan daima karavana çıkar.

Konunun başta “yumuşak iniş” ve döviz kuru, çok sayıda çıkarsaması var. Devam edeceğim.

DİĞER YENİ YAZILAR