OECD’nin büyüme senaryoları

Haberin Devamı

“Zenginler Kulübü” OECD her yıl bazı üye ekonomileri inceler. “OECD Economic Surveys” serisinde kitapçık şeklinde yayınlar. Her ülkeye sıra iki-üç yılda bir gelir. Son Türkiye raporu bu ay yayınlandı. Bir öncesi Ekim 2010’da çıkmıştı.

OECD ülke raporlarını önemserim. Analizin eleştirellik dozu tam kıvamındadır. Bir yanda üyeliğin kısıtları vardır. Ancak örgütün saygınlığı tarafsızlığını gerektirir. OECD sekretaryası bu zor dengeyi başarılı şekilde tutturur.

2000 öncesinde OECD raporları dört gözle beklenirdi. Verileri ve analizi güvenilirdi. Son dönemde ilgi giderek azaldı. Veri sorunları internetin de yardımı ile çözüldü. IMF’nin ve mali kuruluşların kısa dönemli bakışı gündeme hâkim oldu.

Ama Türkiye raporu hâlâ eski değerini koruyor. Çünkü kısa dönem ve mali piyasa duyarlılıkları ile sınırlanmıyor. Orta-uzun dönem açısından kapsamlı analiz ve tahminler yapıyor. Yapısal reform ve politika önerileri getiriyor.

Büyüme modeli

OECD’nin büyüme için çok-ülkeli genel bir simülasyon modeli var. Bunu Türkiye’ye uyguluyor. 2030 için büyüme tahminleri hesaplıyor. İşin teknik kısmı ile ilgilenenlerin o bölümü dikkatle okumaların tavsiye ederim (s.104-6).

Uzun dönemde büyümeyi ne etkiler? Tahmin edeceğiniz gibi model faiz, kur, enflasyon vs. mali göstergelere iltifat etmiyor. Yerine fizik ve beşeri sermaye birikimi, teknoloji ve istihdam gibi reel büyüklükleri koyuyor.

Model bir baz senaryo ile başlıyor. Parametreler Türkiye’nin yakın geçmiş eğilimlerine ve benzer ülkelere bakarak saptanıyor. Yapısal reformların mevcut eğilimde sürmesi hâli diyebiliriz.

Sonra iki alanda ek çaba gösterilmesinin etkileri inceleniyor. Bir: Emek piyasası reformları katılım oranını yükseltiyor. Yani daha çok insan çalışıyor. İki: Eğitim reformları ortalama eğitim yılını artırıyor. Yani yetişkin nüfus daha uzun eğitim alıyor.

Sonuçlar aşağıdaki tablodadır. Orijinaline (s.106) bir sıra ve bir sütun ekledim. İlk sütunda katılım oranı ve eğitim için 2011 değerleri görülüyor. İkinci sırada ise 2030 yılı için milli gelirin ulaşacağı düzey veriliyor.

Tahminler iyimser

Baz senaryoda 2012-2030 arasında büyüme yüzde 4.4 hesaplanıyor. Milli gelir 2.2 katına çıkıyor. Katılım oranı 49’dan 55’e, ortalama eğitim yılı 7’den 8.5’a yükseliyor.

Emek piyasası reformu ile büyüme yüzde 5’e tırmanıyor. 2030 geliri 2.4 katına çıkıyor (baz senaryo ile fark yüzde 11). Katılım oranı yüzde 60’a ulaşıyor. Eğitim yılı değişmiyor.

Eğitim reformu büyümeyi yüzde 5,2’ye tırmandırıyor. 2030 geliri 2.5 katına çıkıyor. (Baz senaryo ile fark yüzde 15). Katılım oranı yüzde 56’ya, eğitim yılı 10’a ulaşıyor.

İki alanda birden reform, performansı daha da güçlendiriyor. Büyüme yüzde 5,7’ye tırmanıyor. 2030 geliri 2.7 katına çıkıyor (Baz senaryo ile fark yüzde 25). Katılım oranı yüzde 61’e, eğitim yılı 10’a ulaşıyor.

Velhasıl OECD Türkiye ekonomisini iyi yolda görüyor. Olumlu tavrını konjonktür analizinde de izliyoruz. Belki ayrı bir yazı konusu yaparım.

DİĞER YENİ YAZILAR