Salı günü 2006 enflasyonuna baktık. Üç temel eğilim saptadık. Bir: 2006’da enflasyonda görülen tırmanışın nedeni arz şokları değildi. 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikasından kaynaklanan yüksek iç talepti. İki: Geçici olan kur etkisi sonbaharda bitti. Üç: İç talebin durağanlaşması ile birlikte enflasyonda düşüş işaretleri belirdi.
Perşembe günü 2006 dış ticaretini ele aldık. Aralık ayında ithalat 2005’e kıyasla yüzde 1.3 geriledi. İç talepte yavaşlama işaretidir. Bir anlamı da konjonktürün enflasyon açısından olumlu yönde değiştiğidir.
Cuma günü Ocak enflasyonu açıklandı. Beklenenin çok üstünde çıktı. Doğrusu ya, iktisatçılığı heyecanlı bir meslek yapan işte bu sürprizlerdir. Nerede enflasyondaki düşüş? Hani iç talep yavaşlıyordu? Ne oldu?
Yiyecek ve içecek enflasyonu
Ocak ayında TÜFE ve ÜFE için piyasa beklentileri, sırası ile, yüzde 0.3 ve yüzde - 0.2 idi. Buna karşılık gerçekleşme, aynı sıra ile, yüzde 1.0 ve yüzde -0.05 oldu. Beklenenle gerçekleşen arasınnda büyük bir fark olduğu çok açıktır.
Cuma öğleden sonra Bilgi Üniversitesi’nde ders programında değişiklik amacı ile bölüm toplantısı yapıyorduk. Genç bir meslektaşım “Bu ay TÜFE eksi çıkar mı?” sorusunu yöneltti. Örnek olarak giyim fiyatlarındaki büyük indirimleri gösterdi.
Az sonra açıklanacak bir veri için tahmin vermenin tehlikelerini bilecek deneyime sahibim. Lafı dolaştırdım. Ama enflasyonu büyük ölçüde gıda ve tarım fiyatlarının belirleyeceğini de söyledim.
Aynen öyle oldu. “Gıda” kaleminde fiyat artışı yüzde 4.7 oldu. Neyse ki “alkolsüz içecekler” kalemi yüzde 0.8 artıyor. İkisinin toplamı olan “gıda ve alkolsüz içecekler” kaleminda aylık artış yüzde 4.4’te kalıyor. Gıda ve işlenmemiş tarım ürünleri fiyatları enflasyondaki yükselişle birlikte gündemin önüne çıktı. Merkez Bankası’nın analizindeki “arz şokları” arasında özel yerleri var. Ben de bir süredir yakından izliyorum. Önümüzdeki günlerde ayrıntılarına gireceğim.
Eğilim değişti mi?
Aylık enflasyon verilerinde mevsimsel ve rastlantısal sapmalar kolay oluşur. Gözlem dönemi uzayınca bunlar birbirini telafi eder. Geçmişte de böyle durumlar çok oldu. O zaman da tek gözlemden genelleme yapmanın mahzurlarını anlatmıştım.
Esas konuya gelelim. Ocak enflasyon verileri konjonktür analizi açısından ek bilgi taşıyor mu? Daha açık soralım. Enflasyondaki düşüşün durduğu hatta yeni bir tırmanmanın başladığı anlamına geliyor mu? Cevabım “Hayır” oluyor.
Ancak enflasyonda düşüş eğilimi muğlak bir ifadedir. Örneğin 2007 yıl sonu TÜFE yüzde 8.9 çıksa 2006’ya göre düşmüş olacaktır. Enflasyonda düşmeden kastedilen nedir? Ne olmalıdır?
Ölçme kıstası enflasyon hedeflemesi rejiminde var. Merkez Bankası enflasyon tahminini açıkladı. 2007 sonu TÜFE artışını yüzde 70 olasılıkla yüzde 6.6 ile yüzde 3.6 arasında (orta nokta yüzde 5.1) öngördü.
İkinci ve çok daha hayati soruya ulaştık. Bugün itibarıyla enflasyondaki düşüş eğilimi Merkez Bankası tahminleri ile tutarlı mıdır? Daha açık söyleyelim. Merkez Bankası kendi tahminini tutturabilecek midir?
Soru çok önemli ama yerim kalmadı. Bugünlük Merkez Bankası’nın benden daha iyimser olduğunu söylemekle yetiniyorum.
Ocak enflasyonu şaşırttı mı?
Salı günü 2006 enflasyonuna baktık. Üç temel eğilim saptadık. Bir: 2006’da enflasyonda görülen tırmanışın nedeni arz şokları değildi
Haberin Devamı