Olağanüstü bir durum yoksa temel ekonomik göstergeleri çeyrek bazında değerlendiriyoruz. Ama bazen gündemin başka maddeleri daha yoğun oluyor. Atlıyoruz. Bu kez dış ticaretin başına geldi. Birinci çeyreği yazmadan nisan verileri açıklandı. TÜİK tarafından derlenen ihracat ve ithalat sayıları iktisatçı açısından zengin bilgi kaynağıdır. İthalat iç talep düzeyinin, ihracat dış rekabet gücünün göstergeleridir. Dış ticaret açığı ise dış açığın en önemli kalemidir.
İhracat ve ithalat verileri gümrüklerden gelen belgelere dayanır. Bavul ticaretini, yolcu beraberinde giren ve çıkan malları ve altın ticaretini kapsamaz. Ayrıca ihracat sigorta ve navlun öncesidir (FOB). İthalatta ise bunlar dahildir (CIF).
Olumlu eğilimler
Ocak-nisan döneminde (dört ay) ihracat yüzde 25,3 artarak 31.4 milyar dolar, ithalat yüzde 15,9 artarak 47.6 milyar dolar, dış ticaret açığı da yüzde 1,2 artarak 16.2 milyar dolar olmuş. İhracat ithalattan 9,4 puan daha hızlı artmasına rağmen dış ticaret açığında küçük de olsa bir büyüme görülüyor.
Kasım-nisan döneminde (altı ay) ihracat yüzde 27,2 artarak 48.6 milyar dolar, ithalat yüzde 16,1 artarak 75.5 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 1,1 azalarak 23,9 milyar dolar olmuş. İhracatın ithalattan 11,1 puan daha hızlı artması dış açığı küçültmeye yetiyor.
Son bir yılda ihracat yüzde 22,2 artarak 92 milyar dolar, ithalat yüzde 18,2 artarak 145 milyar dolar, dış ticaret açığı yüzde 11,8 artarak 53 milyar dolar olmuş. Ancak dış ticaret açığının gördüğü en yüksek değer 53.7 milyar dolar ile Ocak 2007’de. Son üç ayda yıllık dış ticaret açığı küçülmeye başlamış.
Dış ticaretimizin euro’nun dolar karşısında değer kazanmasından etkilendiği biliniyor. Ben “0.5 $ + 0.5 euro” döviz sepeti ile verileri yeniden hesaplıyorum. Bekleneceği gibi ihracat ve ithalat artış hızları düşüyor Ama sepet bazında son dört ay için de dış ticaret açığı küçülüyor (yüzde 3,6).
Özetle, 2007 başında ihracatın hızlanması ve ithalatın yavaşlaması sonucunda dış ticaret açığının dolar bazında sabitlendiğini ve hafif düşüş eğiliminin belirdiğini söyleyebiliyoruz. Bu bulgu genel konjonktür analizi ile tutarlı duruyor.
AB ile ticaret
AB ile gümrük birliğinden Türkiye’nin çok zararlı çıktığı yönündeki eleştiriler biliniyor. Ben de yeri geldikçe sayıları hatırlatıyorum. AB ile ticareti ayrı bir kalem olarak ele alıyorum.
AB ile ticareti doğrudan euro cinsinden hesaplıyoruz. Böylece paritedeki değişimin etkileri ortadan kalkıyor. Ocak-nisan döneminde ihracat yüzde 26,9 artarak 13.6 milyar euro, ithalat yüzde 12,5 artarak 14.9 milyar euro, dış ticaret açığı ise yüzde 49 azalarak 1.3 milyar euro olmuş. Dış ticaret açığı yarı yarıya düşmüş.
Dış ticaret ilişkilerinin anlaşılmasında en yararlı ölçü ihracatın ithalatı karşılama oranıdır. AB için geçen yıl yüzde 81 iken bu yıl yüzde 91,3’e yükselmiş. Gümrük Birliği öncesi (1995’te) bu oran yüzde 65’di.
Özetle, Türkiye’nin AB ile ticaretinin geri kalan dünyaya kıyasla çok daha olumlu seyrettiğini söyleyebiliyoruz.
Nisanda dış ticaret
Haberin Devamı