Nisan’da dış finansman

Haberin Devamı

Nisan sonu itibarıyla dış ticareti ve cari işlemler hesabını değerlendirdik. Bugün ödemeler dengesinin geri kalan bölümüne bakıyoruz. Özetle dış finansman diyoruz. Nedenini kısaca hatırlatalım.
Tüm döviz gelir ve giderlerini kapsayan cari işlemler hesabı dışında üç ana kalem var: Sermaye hesabı, rezerv hareketleri ve “net hata noksan.” İlk ikisi “dış finansman” tanımına bire bir uyuyor. Sonuncusunu çaresizlikten oraya katıyoruz.
Dış finansmanın ilginç bir yönü var. Çünkü günü gününe döviz piyasasından izlenebiliyor. TL’nin değer kazanması dış finansmanın dış açıktan büyük olduğuna işaret ediyor. Tersi de aynı şekilde geçerli.
Doğrudan yatırım patladı
Gerekli dış finansman miktarına cari işlemler açığından ulaşıyoruz. Örneğin Ocak-Nisan döneminde cari işlemler açığı geçen yılın aynı dönemine göre 300 milyon dolar azalarak 12.3 milyar dolar oldu. Bunun finansmanı gerekiyor.
Bu noktada “net hata noksan” kalemini devreye sokabiliriz. Cari işlemler dengesi ile toplamı dar anlamı ile finansman gereğini verir. “Net hata noksan” ilk dört ayda geçen yılın 2.1 milyar dolar üstünde 2.3 milyar dolar artı verdi. Böylece dış finansman ihtiyacı geçen yılın 2.5 milyar dolar altına 10 milyar dolara indi.
Şimdi sıkı durun: Yılın ilk dört ayında Türkiye’ye 10 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye yatırımı girdi. Kelimenin tam anlamı ile tarihi bir rekordur. Telekom, Akbank vs. şirket alım ve ortaklıklarının ödemesi bu döneme rastladı. Tekrarı zordur.
1.3 milyar dolar yurtdışına doğrudan sermaye yatırımını düşüyor ve 900 milyon dolar borsaya net girişi ekliyoruz. Borçlanma harici dış finansman 8.9 milyar dolara ulaşıyor. Buna göre Ocak-Nisan döneminde sadece 1.1 milyar dolar dış borçlanma gerekiyor.
Aynı eğilim yıllık verilere de yansıyor. Yıllık cari işlemler açığı 31.3 milyar dolar, “net hata noksan” eksi 1.1 milyar dolar, toplamı 32.4 milyar dolar ediyor. 28.4 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye geliyor. Neticede borçlanma gereği 5.1 milyar dolarda kalıyor.
Kim borçlanıyor?
TL’ye değer kazandıran mekanizmaya ulaştık. İlk dört ayda 1.1 milyar dolar borçlanma ihtiyacına karşılık net 8.4 milyar dolar dış borçlanma yapılıyor. Aradaki farkın 5.5 milyar doları Merkez Bankası’nın, 1.8 milyar doları bankaların döviz rezervlerine gidiyor.
Borcun ayrıntısı da ilginç. Yabancılar net 4.3 milyar dolarlık TL tahvil ve Hazine bonosu almış; net dış borçlanmanını yarıdan fazlası ediyor. Banka-dışı sektörler net 8.7 milyar dolar borçlanmış; borçlanma gereğinden yüksek.
Yıllık veriler de aynı eğilimi taşıyor. Yabancıların TL, tahvil ve hazine bonosu alımı net 9.6 milyar dolar, banka-dışı kesimlerin net dış borçlanması 18.9 milyar dolar, ikisinin toplamı 28.5 milyar dolar ediyor.
Özetleyelim. İyi haber, dış açığın borç-dışı finansmanla karşılanmasıdır. Ama iki kötü haber vardır. Bir: Yüksek TL faizi spekülasyona açık finansmanı cezbetmektedir. İki: Reel sektör firmalarının bilançolarında döviz riski artmaktadır.

DİĞER YENİ YAZILAR