Bir türlü verilere sıcağı sıcağına bakamıyoruz. Ben Şubat enflasyonunun analizini bitirmeden yeni milli gelir serisi açıklandı. Mecburen son iki yazıyı ona ayırdım. Sadece genel bir değerlendirme yapabildim. Ayrıntılara giremedim.
O arada Ocak ayı sanayi üretimi ve ödemeler dengesi, Şubat ayı Hazine nakit gerçekleşmesi, 2007 yılı istihdam ve işsizlik verileri yayınlandı. Doğrusu hangisine öncelik vereceğimi şaşırdım.
Neyse ki, milli gelir dışındaki veriler analiz ya da tahminleri değiştirmeyi gerektirecek türden yeni bilgiler taşımıyor. Yani Türkiye ekonomisinde artık iyice belirginleşen ana eğilimlerin sürdüğü anlaşılıyor.
Hareketli günler
Sorun sadece yeni veriler değil ki! Örneğin 10 gün önce İş Yatırım New York Üniversitesinden Nouriel Roubini’yi Türkiye’ye getirdi. Nişantaşı doğumlu ünlü iktisatçı ABD ekonomisindeki kötü gidişat üstüne konuştu. Karamsar bir tablo çizdi.
Nitekim küresel mali piyasalar hareketli, hatta fazla hareketli bir hafta geçirdi. Borsalarda volatilite zirveye vurdu. Dolar euro ve yen karşısında iyice çökerken petrol ve altın rekor kırdı. Türkiye’de ise döviz aniden kıpırdadı.
Dikkatinizi çekmiştir. Her kötü dalgadan sonra piyasalar moral düzeltmek için büyük çaba gösteriyorlar. Küçük bir toparlanmaya güçleri yetiyor. Ama o kadar. Ardından bir başka dalga daha geliyor.
Pazartesi günü hem içeride hem de dışarıda sorunlu duruyor. İçeriyi aşağıda ayrıca ele alacağım. Dışarıda ise batık kredi miktarı hakkındaki tahminler her geçen gün büyüyor. Bu da mali sistemi çok hırpalıyor.
Bir kesim son olayların sağlam bilançolu kurumlarda likidite yetersizliği yaşanması şeklinde açıklıyordu. Benim de aralarında yer aldığım diğer kesim ise bilançoların sağlığından şüphe ediyordu. Giderek bizim tarafa geçenlerin sayısı hızla artıyor.
Türkiye etkilenir
İçeride kötü haber AKP’yi kapatmayı amaçlayan bir davanın açılmasıdır. Hem toplum hem mali oyuncular dış açık, küresel çalkantı, vs. ekonomik ve mali nedenlerle tedirgindi. Siyasi çalkantı olasılığı üstüne tuz biber ekti.
Önce siyasi tavrımı açıklamak istiyorum. Dokuz ay önce yapılan genel seçimde oyların yarısını almış bir partiye şu ya da bu bahane ile kapatma davası açılması Türkiye’nin demokratikleşme sürecine vurulmuş ciddi bir darbedir. Kesinlikle yanlıştır.
Küresel ekonomide sorunların ağırlaştığı bir döneme raslaması ekonomik maliyetinin de yüksek olması ihtimalini gündeme getirmiştir. Amaç o mudur, bilmiyorum. Hafta başını ben de merakla bekliyorum.
Ne oluyor?
Haberin Devamı