Yunanistan’da zorunlu kemer sıkmaya siyasi tepkiler büyüyor. Özellikle Almanya karşıtı milliyetçilik güçleniyor. Ana muhalefet partisi İkinci Dünya Savaşı defterini yeniden açtı. Savaş tazminatı hâlâ ödenmedi diyor. Acaba İtalya’dan da isteyecekler mi?
Bütçe açığı ne zaman ve hangi hızla küçültülmeli? Monetarist ve Keynesyen iktisatçılar arasındaki kavga İngiltere’ye sıçradı. “Mümtaz” iktisatçıların önderliğinde gazetelerde açık mektuplar yayınlanıyor. Yakında seçim olması konuyu siyasileştiriyor.
Prof. Besley’in başını çektiği monetarist cephe “önce mali disiplin, sonra büyüme”, Keynesyen Lord Skidelsky ve arkadaşları ise “önce büyüme, sonra bütçe dengesi” diyor. Doğrusu Türkiye’de bu tartışmayı çok özlüyorum.
Sakın bankacıyım deme
Küresel mali krizin iktisat teorisinin kredibilitesinde yarattığı hasardan çok söz ediliyor. Ben de bu sütunda arada sırada değiniyorum. Piyasaların mükemmel işlediği varsayımı üzerine inşa edilen teorilerin çöktüğünü hatırlatıyorum.
“İğne-çuvaldız” özdeyişini bilirsiniz. Tamam, bizim meslekteki yanlışların üstüne gidiliyor. Kökten piyasacılığın artık gizlenmesi olanaksız zafiyetleri eleştiriliyor. Başta Keynes, bu durumu önceden gören iktisatçıların itibarı iade ediliyor.
Ama çuvaldızı da unutmayalım. Bu krizin kredibilitesini yerle bir ettiği esas kurum iktisat teorisi değildir. Bizzat mali piyasaların kendileridir. Dolayısı ile bankacılardır, borsacılardır, mali piyasa analistleridir vs. vs.
Bu gerçek gelişmiş ülkelerde, ABD’de, İngiltere’de çok net görüldü. Günlük yaşama yansıdı.
Kriz öncesinde mali piyasa çalışanlarına sosyal ortamlarda kıskançlıkla bakılırdı. Onlar da mesleklerini gurur hatta kibirle taşırlardı.Krizle her şey tersine döndü. Şimdi mali kesim çalışanı deyince vatandaşın aklına sadece fevkalade olumsuz bir dizi sıfat geliyor. Onlar da zaten zorunlu kalmadıkça insan içine çıkmamaya özen gösteriyorlar.
Faiz tahminleri
Kredibilite sorununu Türkiye’den örnekleyelim. Merkez Bankası mali piyasalarda Beklenti Anketi yapıyor. Sonuçları ciddiye alıyor. Sorulardan biri 12 sonrası için öngörülen Merkez Bankası gecelik faizi. Son 15 ay için beklenen ve fiili faizi grafiğe koydum.
Fiili gecelik faizi kesikli çizgi gösteriyor. Aralık 2008’de yüzde 15’ten hızla bugünkü yüzde 6,5 düzeyine iniyor. Düz çizgi ise bir yıl öncesinin beklentisini veriyor. Örneğin Aralık 2007’de Aralık 2008 için yüzde 14,1 tahmin edilmiş.
2009 boyunca beklenen ve fiili gecelik faiz arasında hızla bir uçurum oluşuyor. Fark Kasım 2009’da 9,3 puana tırmanıyor. Şu demek: Bir yıl önce mali piyasalar Kasım 2009’da gecelik faizi yüzde 15,75 öngörmüş ama yüzde 6,5 olmuş. Ne isabet ama!
Mali piyasaların öğrenme yeteneklerinin ne kadar kısıtlı olduğu da grafikte netleşiyor. Geçen şubatı hatırlayın. Ekonomi durmuş; bütün reel göstergeler çöküyor. Mali piyasa ise bir yıl sonra gecelik faizi yüzde 11,8 (!) öngörüyor.
İnsanın gülesi geliyor ama ağlamak daha gerçekçidir. Çünkü ekonomik sağduyudan bu kadar yoksun olmalarına rağmen Türkiye’de mali piyasalar bugün de iktisat politikasını etkilemeye devam ediyor. Maalesef...
Mali piyasaların kredibilitesi
Haberin Devamı