Makroekonomi

Haberin Devamı

Küresel mali piyasalara yıl sonu rehaveti çokü. “Dar alanda kısa paslaşmalar” diyebiliriz. İnternette dolaşan metinlerde ise kamu açıkları öne çıkıyor. Başrolde Yunanistan var. Onu İngiltere izliyor. Türkiye listede yok. “IMF lobisi” acaba ne diyor?

Yılın son Beklenti Anketi sonuçları açıklandı. Tüketici enflasyonu 2009’da yüzde 6,3’ten 2010’da yüzde 6,6’ya yükselip 2011’de gene yüzde 6,3’e geriliyor. Gecelik faiz ise 2010 sonunda yüzde 8’e çıkıyor. Yeni yılda bu konuya bakmak gerekiyor.

AB’ye uyum süreci yeni bir meyve verdi. TÜİK bölgesel istihdam ve işsizlik verilerini yayınladı. Dün medyada geniş yer buldu. İstihdam ve işsizlik Türkiye’nin en kritik sorunudur. Sağlıklı veri akımı doğru teşhis ve çözüm için çok yararlıdır.

Bir gelişmişlik ölçüsü

Ekonomik gelişme aslında fevkalade karmaşık bir süreçtir. Gelişmişliği ölçmeye çalışırken genelde nicel göstergeler kullanılır. Bir nedeni, otomobil sayısı, enerji tüketimi, 5 yaş altı çocuk ölümü, vs. fizik büyüklüklerin nispeten kolay ölçülmesidir.

Elbette bunlar önemlidir. Ancak, çoğu ekonomik gelişmenin nedeni değildir. Sonucudur. Yüksek verimliliği sağlayan esas etkenlerin ise ölçülmesi zordur. Çünkü bunlar kültür, bilgi, davranış kalıpları gibi nitel özelliklerdir.

Arada sırada bahsettiğim bir örneği hatırlatayım: Yerli polisiye roman. Neden öyle olduğunu açıkça çok iyi bilmiyorum. Buna karşılık ekonomik gelişme düzeyi ile yakın ilişkisini kolayca gözlüyorum.

Bence gelişmişliğe giden yolda kitapların, özellikle iktisat kitaplarının yeri hayatidir. Çünkü ülkede uygulanan iktisat politikalarının temel belirleyicilerinin başında ülkenin iktisat eğitimi ve söylemi gelir.

Bu kez nedensellik belirgindir. İktisat teorisi istediği kadar evrensellik iddiasında bulunsun, iktisat politikası tanımı gereği mekâna ve zamana bağımlıdır. Yerel ve yerli olmak zorundadır.

Daha açık söyleyelim. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini anlamak için iktisat kitaplarına bakmak yeterlidir. Kitapların kalitesi, kapsamı, ülkenin ekonomik sorunları ile kurdukları bağlar vs. arttıkça kişi başına gelir yükselecektir.

Mahfi Eğilmez’in kitabı

Yerellik özellikle makroekonomi ders kitaplarında önem kazanır. Halbuki Türkiye’de ağırlık yabancı kitaplardadır. Bunlarda, örneğin ABD ekonomisinin sorunları ve tartışmaları anlatılır. Bizim sorunlarımızdan adeta hiç söz edilmez.

Bu büyük boşluğun doldurulmasına önemli katkısı olan meslektaşların başında Ekodiyalog ortağım Mahfi Eğilmez geliyor. Bir süredir çok güzel kitaplar yayınlıyor. Doğrusu çalışkanlığını ve üretkenliğini kıskanmaya başlıyorum.

Son kitabı hepsinden önemli: Makroekonomi - Türkiye’den Örneklerle (Remzi, İstanbul 2009). Kitap hem öğrencilerin hem ekonomiye ilgi duyan amatörlerin ihtiyaçlarını gözetiyor.

En zor teorik soruları anlaşılır hale getiriyor. Türkiye ekonomisi hakkında çok yararlı bilgiler veriyor. Gündemdeki iktisat politikası sorunlarını tartışıyor. Bütün bunları kitabı makul bir boyutta tutarak gerçekleştiriyor.

Mahfi’yi kutluyorum. Tüm okuyucularıma hararetle tavsiye ediyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR