Likidite krizinin yıldönümü

Haberin Devamı

Son yazılarda Türkiye ekonomisinin açıklanan ilk yarı verilerine odaklandık. Araya yaz tatili de girdi. Neticede dünya ekonomisindeki gelişmeleri ihmal ettik. Üstelik bunlar excel programı kullanmayı da gerektirmiyor (!).

Küresel mali piyasaları altüst eden likidite krizi tam bir yıl önce, Ağustos 2007’nin ikinci yarısında aniden patlamıştı. Zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidiyor. Yıldönümü gelmiş bile!

Bir yıl önce para piyasalarında masum gibi duran bir likidite sıkıntısı ile başlayan süreç dalga dalga yayıldı. Özellikle ABD’de mali kesimi ve gayrimenkulü fena vurdu. Küresel mali piyasalarda volatiliteyi çok artırdı.

Son bir yılın dünya ekonomisi açısından parlak geçmediğini söyleyebiliriz. Doğrudur, önceleri seslendirilen felaket senaryoları gerçekleşmedi. Ama yaşanan çalkantının mali piyasaların geçici bir sorunu olmadığı da artık iyice belirginlik kazandı.

Durgunluk ve enflasyon

Son bir yılın ayırdedici özelliklerinden biri, mali çalkantılara ve ABD ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen küresel enflasyonda gözlenenen ciddi tırmanma oldu. Geri planda tarım ürünleri, hammaddeler ve özellikle petrol fiyatlarındaki büyük artışlar yatıyordu.

Bir merkez bankasının kâbusu üç şeyin aynı anda olmasıdır: Likidite sorunları, iç talepte durgunluk ve yükselen enflasyon. İlk ikisi para politikasının gevşetilmesini, üçüncüsü ise sıkılmasını gerektirir.

ABD’de Bernanke yönetiminin yükselen enflasyona rağmen faiz indirimini tercih etmesi bu bağlamda değerlendirilmelidir.

Bu arada başta Çin ve petrol ihracatçıları, büyük cari işlemler fazlası veren ülkelerin paralarının dolar karşısında değerlenmesine izin vermeyi reddetmeleri ek açmazlar yarattı. Dalgalı kur rejimini seçen ekonomilerin taşımak zorunda kaldığı yük ağırlaştı.

ABD’nin uyguladığı gevşek para politikası kısa ve uzun dönemde riskler taşıyordu. Örneğin bol ve ucuz para hammaddelerde ve petrolde spekülasyonu kolaylaştırdı. Kısa dönemde fiyatlarda tatsız bir kısır döngüyü mümkün kıldı.

Sonuçları biliyorsunuz. Son bir yılda petrolün varili iki katı artışla tepe noktasında 150 dolardan alınıp satıldı. Geçen ağustos ayında 1.37 dolar olan euro bu yıl Temmuz ortalarında 1.60 doları gördü.

Uzun ve sancılı düzeltme

Son haftalarda hammadde fiyatlarında ve döviz kurlarından eğilimin tersine döndüğünü izliyoruz. Petrolün varili 110 dolara kadar düştü. İki gün önce euro 1.46 dolara kadar yükseldi.

Enerji ve hammadde fiyatlarının yol açtığı maliyet enflasyonu baskısının hafiflemesi, hatta ortadan kalkması dünya ekonomisi için iyi haberdir. Düzeltme sürecinin daha düzgün işlemesinin önünü açacaktır.

Ancak küresel ekonomide son on beş yılda üretilen dengesizlikler hâlâ yerindedir. Bunların düzeltilmesinin uzun ve sancılı olacağını epeydir söylüyoruz.

Düzeltme sürecinin bittiğini düşünmek yanlıştır. Dünya ekonomisinde sıkıntılı dönem devam edecektir. Ayrıntılar başka yazılara kaldı.

DİĞER YENİ YAZILAR