Uzun süredir yazıyor ve söylüyoruz. 2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarının Türkiye ekonomisini hiç de hoş olmayan bir konjonktüre sıkıştırması kaçınılmazdı. Biraz gecikme ile de olsa o gün geldi.
Büyük uluslararası bankalardan birinin Şubat raporunda para politikası için “ıstıraplı bir açmaz” ifadesi yer alıyor. Kasdedilen gecelik faizlerin bir yandan iç talep ve büyüme, diğer yandan döviz kuru ve enflasyon üzerindeki etkileridir.
Analizi özetleyelim. Büyümeden vazgeçme pahasına yüksek faiz döviz kuruna istikrar getirir; buna karşılık büyümeye destek için düşük faiz kuru tırmandırır. Velhasıl, aynı anda faiz indirimi ve TL’nin değerini korumak mümkün değildir.
Gelişmiş ekonomiler
Türkiye’de reel faizlerin çok yüksek olduğunu sanırım sağır sultan bile duydu. Ne kadar yüksek? Bir kanıtı döviz kurundan verebiliriz. Dev dış açığa ve küresel mali sorunlara rağmen TL’nin dış yatırımcılara hâlâ çok cazip olduğu açıktır.
Diğer yöntem Türkiye’nin ödediği reel faizi diğer ülkelerle karşılaştırmaktır. Böylece “yüksek” sözcüğüne nicel bir anlam kazandırma fırsatını buluruz. Bu amaçla önce gelişmiş ekonomilere bakalım.
Amerikan Merkez Bankası Ocak ayı içinde 1.25 puan faiz indirimi yaptı. Faiz yüzde 3’e düştü. 2007’de TÜFE yüzde 4.1 arttı. 2008’de yüzde 2.8 artış bekleniyor. Yıllık reel faiz fiili enflasyonla eksi yüzde 1.2, beklenen enflasyonla yüzde 0.2 oluyor.
Avrupa Merkez Bankası euro bölgesi faizini yüzde 4’te tutuyor. Euro bölgesinde 2007 enflasyonu yüzde 3.2 idi. 2008’de yüzde 2.3 öngörülüyor. Yıllık reel faiz fiili enflasyonla yüzde 0.8, beklenen enflasyonla yüzde 1.7 çıkıyor.
Türkiye’de gecelik faiz Ocak’ta yüzde 15.5’a indi. 2007 enflasyonu yüzde 8.4 idi. 2008’de TÜFE artışı yüzde 6.5 bekleniyor. Yıllık reel faiz fiili enflasyonla yüzde 7.3, beklenen enflasyonla yüzde 9.0 bulunuyor.
Gelelim büyümeye: GSYH artış hızı ABD’de yüzde 2.5 (son çeyrek), euro bölgesinde yüzde 2.7 (üçüncü çeyrek), Türkiye’de yüzde 1.5 (üçüncü çeyrek). Sayılar çok açık: Büyüme hızları az çok aynı ama Türkiye onların kat kat üstünde faiz ödüyor.
Yükselen piyasalar
Türkiye’ye benzer ekonomiler arasında tercih yaparken basit bir kriter kullandım. Enflasyonu bize yakın üç ülkeyi aldım. Elimde enflasyon beklentileri olmadığı için reel faiz hesabını fiili 2007 enflasyonu ile yapıyorum.
Arjantin’de büyüme yüzde 8.7 (üçüncü çeyrek), enflasyon yüzde 8.5, faiz yüzde 11.3; reel faiz yüzde 2.7 çıkıyor. Güney Afrika’da büyüme yüzde 5.1 (üçüncü çeyrek), enflasyon yüzde 9.0, faiz yüzde 11.3; reel faiz yüzde 2.3 çıkıyor.
İkisinde de büyüme Türkiye’den çok daha yüksek, enflasyon aynı düzeyde, ama reel faizler Türkiye’nin dörtte bir düzeyinde seyrediyor.
Son örnek Macaristan’da büyüme yüzde 1.0 (üçüncü çeyrek), yüzde 7.4, faiz yüzde 7.5; reel faiz yüzde 0.1 çıkıyor. Büyüme Türkiye’nin biraz altında, buna karşılık reel faiz neredeyse sıfıra düşmüş.
2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarının Türkiye’yi ne kadar ıstıraplı bir köşeye sıkıştırdığı bu sayılardan çok net şekilde görülmektedir.
Karşılaştırmalı reel faiz
Haberin Devamı