Şaşırtıcı haber internete hafta sonu düştü. Çin hükümetinden Yuan’ın değerinin piyasa koşulları tarafından belirlenebileceği yönünde işaretler gelmişti. Gözlerime inanamadım. Şüpheyle karşıladığımı söylemeliyim.
İyimser tefsir, Çin’in küresel ekonominin gerçekleri ile yüzleşmeyi nihayet kabul etmesidir. Kötümser tefsir, Yuan’ın Euro’ya karşı değer kazanmasını döviz sepetine geçerek telafi etmektir. İkincisi daha makul duruyor.
Yuan’dan söz edince aklıma aklıma aşırı değerli TL geldi. Dün sabah acaba siyasi sorunlar dövizi yükseltir mi diye bekledim. Beyhude umutlanmışım. TL az da olsa değer kazandı. Anlayan beri gelsin...
2008’le karşılaştırma
2003 sonrasında uygulanan yanlış para politikalarının ekonomiye giydirdiği deli gömleğini yıllardır eleştiriyorum. Yüksek faizler ve beraberinde gelen aşırı değerli TL’nin en büyük zararı istihdama verdiğini özellikle vurguluyorum.
Tekrar edeyim. Türkiye’nin en önemli sorunu istihdam yetersizliği ve işsizliktir. Bütün anketlerde vatandaşın da aynı kanıda olduğu çıkıyor. Her sorulduğunda önce işsizlikten şikâyet ediyor. Önce o sorunun çözümünü istiyor.
Mart istihdam verileri yayınlandıktan sonra, geçen yıla kıyasla istihdamda görülen artışa dikkat çekildi.
Ekonominin tekrar istihdam yarattığı söylendi. Sanki işsizlik sorunu hafifliyor gibi bir hava oluştu.
2009’la karşılaştırma aslında aldatıcıdır. Geçen yıl ilkbahar ayları üretimin ve satışların dibe vurduğu dönemdi. Doğal olarak istihdam da düşmüştü. Talebin toparlanması ile birlikte üretim ve istihdam da artışa geçti.
Resmin daha iyi görülmesi için biraz çalıştım. Mart sayılarını kriz öncesi yıllarla karşılaştıran tablolar hazırladım. 2008’le karşılaştırmayı bugün sizlerle paylaşıyorum. Diğerlerini de önümüzdeki aylarda yayınlarım.
Ayrıntıdaki şeytanlar
İki yılda çalışabilir yaştaki (15+) nüfus 1.7 milyon, iş gücü ise 2.3 milyon artıyor. İş gücü dışı nüfus 500 bin azalıyor. Katılım oranı 2.8 puan yükseliyor. İlk bilmece budur. Ekonomi büyürken nüfus ve iş gücü artışı paralel gidiyordu. Krizle birlikte iş gücü daha hızlı artmaya başladı. Neden?
Devam edelim. İki yılda istihdam 1.4 milyon, işsizler 1 milyon yükseliyor. İstihdam artışı tarım ve tarım-dışı arasında eşit bölünüyor. 700 bin. İkinci bilmece: Tarımda istihdam neden artıyor? Türkiye “tarımlaşma mucizesi” (!) mi keşfetti?
Vatandaş iş deyince aslında ücretli istihdamı kasdediyor.
İki yıllık artış sadece 600 bindir. Yaratılan istihdamın geri kalan 800 bini kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile çalışanıdır. Üçüncü bilmece: Bu insanlar ne üretiyor?
İlk çeyrek milli geliri yakında açıklanıyor. Takvim ve mevsim etkisi temizlenince, 2008 ilk çeyreğini yakalaması bekleniyor. Halbuki iki yılda istihdamda yüzde 6,6 artış var. Ortalama verimin aynı oranda düşmesi anlamına geliyor.
Neden?
Son olarak kriz öncesinde yüzde 11 olan işsizlik oranının canlanmaya rağmen yüzde 13,8’e tırmandığını belirtelim.
Fark (2.8 puan) katılım oranındaki artışa eşittir.
Görüldüğü gibi bilmeceler iç içedir.
Özet: işsizlik açısından iyimser olamadığımı söylemeliyim.
İstihdam bilmeceleri
Haberin Devamı