Bütçe ve dış dengeden sonra sıra istihdam ve işsizlik verilerine geldi. Hanehalkı İşgücü Araştırması nisan sonuçları TÜİK tarafından geçen hafta yayınlandı. Hatırlatma: Üç ayın (mart-nisan-mayıs) ortalamasıdır.
Geçtiğimiz aylarda istihdamda beliren eğilimleri ayrıntılı inceleme fırsatını bulamadık. Nisan verileri çıkınca demiştim. Geldiğine göre istihdam üzerine bir yazı dizisi yapma zamanının geldiğine karar verdim.
İstihdam olanakları (yani işsizlik) piyasa ekonomisinin her açıdan kritik verisidir. Ekonomik konjonktür milyonlarca kişinin güncel yaşamına emek piyasası üzerinden yansır. İş bulamayan kişi için geri kalan göstergeler hikâyedir.
Doğal olarak, Türkiye’de yoğun tartışmalara neden oluyor. Toparlanma sonrasında işsizlik oranı kaça iner? İstihdamın kalitesi artıyor mu? Büyüme modeli yeterli istihdam yaratıyor mu? Bunlara cevap aramalıyız.
Nüfus artışı ve yapısal dönüşüm
Türkiye’nin istihdamla ilgili sorunlarını gelişmiş ülkelerden farklı kılan bir dizi neden vardır. Şöyle diyelim. İstihdam ve işsizlik her yerde önemlidir. Ama Türkiye’de daha da önemlidir.
Biri geçmiş dönemlerde yaşanan hızlı nüfus artışının mirasıdır. Bugün nüfus artışı yavaşladı. Ama her yıl çalışabilir yaş grubunda (15+ yaş) 900 bin kişi artış oluyor. Fevkalade yüksek bir sayıdır.
Diğerleri Türkiye’nin hâlâ sanayileşme ve gelişme sürecini tamamlamamış olmasının yarattığı yapısal dönüşüm sorunlarıdır. En belirgin göstergesi tarım kesimi istihdam oranının yüksekliğidir. Bugün bile dört kişiden biri tarımda çalışıyor.
Bir başka özellik, çalışanların yaş grubuna oranının (istihdam oranı) muadil ülkelere kıyasla düşüklüğüdür. Özellikle kadın istihdamında Türkiye dünya sıralamasının en altında yer almaktadır.
Benzer şekilde, istihdam içinde ücret-maaş-yevmiye ile çalışanlanların oranı dünya ortalamasının altındadır. Bir kısmı tarımdan kaynaklanıyor. Ama kentsel hizmet kesimlerinde de düşük verimli ücret-dışı istihdam yaygındır.
Dolayısı ile Türkiye için milli gelirinin hızlı büyümesi gerekli koşuldur ama yeterli koşul değildir. Kritik olan istihdam dostu büyümedir. Yani artan nüfusla ve zorunlu yapısal dönüşümle uyumlu istihdam artışını sağlayan büyümedir.
Ölçme sorunları
Bu kadar önemli olmasına rağmen, maalesef istihdam ve işsizlikte ölçme sorunları vardır. Bazıları veri toplama sürecine gider. Anket yöntemi doğru sonuç verir mi? İnsanlara sorarak istihdam ve işsizlik ölçülür mü?
Örnek verelim. Vatandaşa soruluyor: çalışıyor musun? Evet diyor. Hangi kesimde? Tarımda. Ne yapıyorsun? Aile işinde ücretsiz çalışıyorum. Bu durumda istihdam artıyor. Gerçekten öyle mi? Geçen yazılarda “tarımlaşma mucizesi (!)” dedik.
Diğerleri metodolojiktir. İşsizlik oranı, adı üstüne bir bölme işlemidir. Çalışan ve işsiz sayısı tarafından belirlenir. Yani denklemde çalışma yaşında nüfus yoktur. Ona katılma oranı denir. İlginç olan, zaman içinde değişebilmesidir. Nitekim Türkiye’de değişti.
Çerçeveyi iyi kötü oluşturduk. Sayılar bir sonraki yazıya kaldı. Devam edeceğim.
İşsizlik analizi için çerçeve
Haberin Devamı